16. Hukuk Dairesi 2018/5506 E. , 2019/5059 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL, MÜDEHALENİN ÖNLENMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Daha önce tescil harici bırakılan yerlerde 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun Geçici 8. maddesine istinaden yapılan kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 189 ada 81 ve 82 parsel sayılı sırasıyla 13.832,30 ve 6.165,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Gürün Asliye Hukuk Mahkemesi"nde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... ve diğerleri tarafından davalı Hazine, ... Köyü Tüzel Kişiliği, ..., ... ve ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil ve müdehalenin önlenmesi davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek ve davanın kapsamında olduğu anlaşılan 189 ada 80 parsel sayılı 36.012,98 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tutanağı da davalı hale getirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, davalıların davacılara ait hisselerine müdahalenin men"ine,189 ada 80 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişinin 13.06.2014 tarihli raporunda (E) (12.759,00 metrekare) harfi ve (F) (15.804,09 metrekare) harfi ile gösterilen kısımların ifrazı ile aynı adanın son parsel numaraları verilerek malik hanesinin tamamı ayrı ayrı 42336 hisse olmak üzere davacı ve davalıların hisseleri oranında adlarına tesciline, ifrazdan sonra kalan kısımların mera vasfıyla sınırlandırılarak tescil harici bırakılmasına, kendisine özgü sicile kaydedilmesine, 189 ada 81 parselin tamamı 42336 hisse kabul edilerek davacı ve davalıların hisseleri oranında adlarına çayırlık vasfıyla, 189 ada 82 parselin fen bilirkişinin 13.06.2014 tarihli raporunda (B) (2.859,10 metrekare) harfi ile gösterilen kısmın tamamı 42336 hisse kabul edilerek davacı ve davalıların hisseleri oranında adlarına çayırlık vasfıyla, 189 ada 82 parselin ifrazdan sonra kalan kısımların malik hanesinin tamamı 18 pay üzerinden davalılar ..., ... ve ... adlarına hisseleri oranında tarla vasfiyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm bir kısım davacılar vekili, davalı ... vekili ve Hazine vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Mahkemece; aktarılan davanın kapsamının taşınmazların 189 ada 81 parselin tamamı, 189 ada 82 parselin (B) harfi ile tanımlanan kısmı ile 189 ada 80 parsel sayılı taşınmazın (E) ve (F) harfleri ile tanımlanan kısımlarını oluşturduğu, davalıların dayanağı olan 28.01.1945 tarih cilt:47 no:27 sayılı tapu kaydının zeminde uygulanması neticesinde ilgili tapu kaydının fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide gösterilen (D), (C), (E) ve (F) harfleri ile gösterilen kısımları kapsamına aldığı, buna göre 189 ada 81 parselin tamamı, 189 ada 80 parselde (F) harfi ile gösterilen kısmın 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13. maddesi A/b maddesi gereğince tapu kayıt maliklerinin mirasçıları olan davacı davalılar ve davacı ve davalı olmayan mirasçılar adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği, dava konusu taşınmazlardan 189 ada 82 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile tanımlanan kısmı ile 189 ada 80 parsel sayılı taşınmazın (E) harfi ile tanımlı kısmının yarı hissesinin ... mirasçıları olan davacılar, yarı hissesinin de ... mirasçıları olan davalılar tarafından çayırlık olarak kullanıldığı; bu kısımlarda davacılar ve davalılar lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesindeki koşulların oluştuğu, 189 ada 80 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişisi raporunda (D) harfi ile tanımlanan taşınmazın buğday tarlası olarak kullanılıp zilyetleri lehine iktisap koşulları oluştuğu anlaşılmış ise de; bu kısım aktarılan dava kapsamı içerisinde olmadığından tescil hükmü kurulmadığı, 189 ada 82 parselden (B) harfi ile tanımlanan kısım ifraz edildikten sonra kalan kısımların (G) ve (A) harfleri ile kalan kısımların aktarılan dava kapsamında olmadığı fen bilirkişisi raporuyla anlaşılmış ise de 189 ada 82 parselin (B) harfi ile tanımlanan kısmı hakkında tescil hükmü kurulduğundan ifrazdan sonra kalan kısımların malik hanesinin mahkemece doldurulması gerektiği, 189 ada 82 parsel sayılı taşınmazda (G) ve (A) harfleri ile tanımlanan taşınmazda ...oğlu ... mirasçıları lehine 3402 Kadastro Kanunu"nun 14. maddesine göre iktisap koşulları oluştuğu gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, davacı ve davalıların tutundukları 919 metrekare yüzölçümlü tapu kaydı hudutlarında "su, çal, taş ve Karaibrahimoğlu Veli" okumaktadır. Su, çal ve tapu sınırları itibarı ile tapu kaydı değişir sınırlı olup, miktarı ile geçerlidir. Mahkemece tapunun tüm geldi gittileri ile getirtilmeden, miktarından fazla yere uyduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş, tapu kaydının kapsamı ve taşınmaz üzerinde kimin ne kadar süredir zilyet olduğu kesin olarak belirlenmemiş, taşınmazla ilgili usulünce mera araştırması yapılmamış, uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, tek kişilik ziraat bilirkişi raporu ile yetinilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece öncelikle dayanak tapu kaydı eksik pay kalmayacak şekilde tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmeli, varsa revizyon gördüğü parseller de sunulup, ilgili parsel tutanakları ve kesinleşmiş iseler tapu kayıtları da getirtilmeli, varsa revizyon gördüğü parseller de sorulup, ilgili parsel tutanakları ve kesinleşmiş iseler tapu kayıtlarıda getirtilmeli, genel mahkemede açılan dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı ve bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları temin edilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, aynı köy ve komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, 1 jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve 1 fen elemanından oluşan bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte tanık ve bilirkişiler aracılığıyla dayanak tapu kayıtları sabit sınırlardan bulunmak ve revizyonu da göz önüne alınmak suretiyle hudutları tek tek okunarak sınırları zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce gösterilen sınırlar teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, bilinmeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı tanınmalı, tanık ve mahalli bilirkişilerden, taşınmaz bölümlerinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümleri ile mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı, taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulundukları, kime ait oldukları, kimden nasıl intikal ettikleri, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldıkları sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; zirai bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmaz bölümleri ile komşu taşınmazların toprak yapıları ve nitelikleri hususunda fark bulunup bulunmadığı, mera parseli ile aralarında doğal ya da yapay ayırıcı unsur olup olmadığı, meradan açma olup olmadıkları hususlarını irdeleyen, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliklerini, kullanım durumlarını ve zilyetlik sürelerini kesin olarak belirleyen rapor ve ekinde taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş, komşu taşınmazlar ve mera parseli ile aralarındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğraflarının eklenmesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri varsa komşu taşınmaz tutanak ve dayanaklarıyla ve bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanacak söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; hava ve uydu fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek, hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeğinin harita çizim programları aracılığıyla eşitlenmesi suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümlerinin konumlarının çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi istenilmeli ve hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğunun ve davalı tarafça ne şekilde kullanıldıklarının belirlenmesine çalışılmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.