Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/5089
Karar No: 2022/6285
Karar Tarihi: 26.05.2022

Danıştay 6. Daire 2021/5089 Esas 2022/6285 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/5089 E.  ,  2022/6285 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2021/5089
    Karar No : 2022/6285

    TEMYİZ EDEN : 1- (DAVALI) … Bakanlığı-ANKARA
    VEKİLİ :Hukuk Müşaviri …
    2-(DAVALI YANINDA MÜDAHİL) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Adana ili, Çukurova ilçesi, … Mahallesi, … pafta … parsel ve … parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemiyle onaylanan Adana Seyhan Baraj Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası 1.Etap 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planının iptali istenilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporun ve dosyanın birlikte incelenmesinden, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın Adana Seyhan Baraj Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası (YHGS) ilan edilen alan sınırları içerisinde yer aldığı, 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planının onama sınırları dışında olduğu, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının üst ölçekli planı niteliğinde olan 1/100.000 ölçekli Adana-Mersin Çevre Düzeni Planında taşınmazın bulunduğu alanın Adana Seyhan Baraj Gölü YHGS ilan edilen alanı içerisinde kentsel gelişme alanı ile orman alanı lekelerinin kesişiminde bulunduğu, dava konusu nazım imar planında ise … parsel sayılı taşınmazın yeşil alan, … parsel sayılı taşınmazın orman, yol ve düşük yoğunluklu konut alanı kullanımda kaldığı, taşınmazda getirilen fonksiyon kararlarının ve plan notlarının incelenmesinden planların kademeli birlikteliği ilkesine ve plan hiyerarşisine uygun olarak yapıldığının anlaşıldığı, ancak, davaya konu 1/5000 ölçekli nazım imar planının açıklama raporunda; "Kıyı Kanunu gereği yapay baraj göllerinde sahil şeridi hükümleri uygulanmamaktadır." ifadesinin yer aldığı, bu nedenle Seyhan Baraj Gölü için sahil şeridine ilişkin bir uygulama getirilmediği, buna karşın göle paralel biçimde park alanlarının planlandığının görüldüğü, bu planlama kararının gerekçesinin anlaşılamadığı, uyuşmazlık konusu … parsel sayılı taşınmazın alt ve orta ölçekli yeşil alan olarak nitelendirilebileceği, bu alanın park (aktif yeşil alan) olarak kullanılabilmesi için diğer sosyal-teknik donatı alanlarıyla bütünleşmesi gerektiği halde niceliksel olarak yapılan artışla getirilen yeşil alanlar ile diğer donatı alanları arasında bir bütünlük kurulamadığının görüldüğü, taşınmazın bulunduğu alanın aktif yeşil alan olmaktan çok pasif yeşil alanlardan olan ağaçlandırılacak alan gibi planlandığı, oysa ki bu alanın alternatif arazi kullanımlarına olanak verecek şekilde planlanmasının daha uygun bir yaklaşım olacağı, davacı tarafından, taşınmazların yeşil alan, orman alanı ve yol olarak planlanmasının ve konut alanlarında yoğunluk değerlerinin azaltılmasının hukuka aykırı olduğunun ileri sürüldüğü, taşınmazların, dava konusu revizyondan önceki fonksiyonunun ağaçlandırılacak alan ve orman olduğu göz önünde bulundurulduğunda … parsel sayılı yeşil alan kullanımında kalan taşınmazın içinde bulunduğu açık yeşil alan sisteminin iç bütünlüğü ve kurgusuna aykırı olarak konut alanı, ticaret alanı gibi yapılaşma ve yoğunluk artışı getiren fonksiyonlarla planlanmasının uygun olmadığı, ancak taşınmazın günübirlik tesis alanı (GTA) olarak planlanmasına engel bir durumun bulunmadığı, bu nedenle yeşil alan kullanım kararında hukuka aykırılık bulunduğu, … parsel sayılı taşınmaz için öngörülen yoğunluk değerlerinin bölgenin özellikli durumuyla ve imar planı notlarıyla uyumlu olduğu, aynı taşınmazın üzerinden geçen yolun mevcut tesisin üzerinden geçecek şekilde planlanmasının uygun olmadığı, ulaşım bağlantıları yönünden, mevcutta yer alan yolların plana işlenmediği ve alanda alternatif yollar belirlendiği, dava konusu parselin bulunduğu alana çıkmaz sokak bağlantısıyla erişilebildiği, yani ulaşım şemasının kıyı kenar çizgisinin dışında kalma ön kabulüne göre şekillendirildiği, ancak alanda mevcut yol kurgusuna göre yapılaşmış ve kıyı kenar çizgisinin dışında kalan alanlar ve tesisler bulunmasına rağmen öngörü yol şemasında bunların dikkate alınmadığı, uyuşmazlık konusu nazım imar planının açıklama raporunda bu yol ekseninin nasıl belirlendiği ve hangi alternatiflerin değerlendirildiği hakkında bir açıklama yer almadığı, GTA kullanımına daha uygun olan göl kenarı yerine bu amaca uygun olmayan yerlerde GTA kullanımı getirildiği, bu nedenle uyuşmazlık konusu işlemde şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülen temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 29/10/2021 tarih ve 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı davacı olarak belirlenerek gereği görüşüldü:


    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    Dava, Adana ili, Çukurova ilçesi, … Mahallesi, … pafta … parsel ve … parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemiyle onaylanan Adana Seyhan Baraj Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası 1.Etap 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planının iptali istemiyle açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    3194 sayılı İmar Kanununun "İstisnalar" başlıklı 4. maddesin 1. fıkrasında; 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, bu Kanunun ilgili maddelerine uyulmak kaydı ile 2960 sayılı İstanbul Boğaziçi Kanunu ve 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun ile diğer özel kanunlar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu Kanunun özel kanunlara aykırı olmayan hükümleri uygulanır." hükmüne, "Tanımlar" başlıklı 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde, "Nazım İmar Planı; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plandır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    09/07/2018 tarih ve 30473 sayılı (3. Mükerrer) Resmi Gazetede yayımlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13/A-c maddesinin işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde: "Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların kullanma ve yapılaşmaya yönelik ilke kararlarını belirlemek ve her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak, değiştirmek, onaylamak, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak." Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
    Dava tarihinde yürürlükte olan 10/07/2018 tarihinde 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde de benzer düzenlemelere yer verildiği görülmektedir. Anılan Kararnamenin "Teşkilat" başlıklı 98. maddesinde, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatından oluşacağı ifade edilmiş, "Hizmet Birimleri" başlıklı 99. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü sayılmış ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü başlıklı 109. maddesinde ise; "(1) Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri şunlardır: ..c) Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların kullanma ve yapılaşmaya yönelik ilke kararlarını belirlemek ve her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak, değiştirmek, onaylamak, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak, ç) Tabiat varlıkları, doğal, tarihi, arkeolojik ve kentsel sitler ile koruma statüsü bulunan diğer alanların çakıştığı yerlerde koruma ve kullanma esaslarını ilgili bakanlıkların görüşünü alarak belirlemek ve bu alanların kısmen veya tamamen hangi idarelerce yönetileceğine karar vermek, her tür ve ölçekteki çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak ve onaylamak.." hükmü getirilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Uyuşmazlık konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemiyle 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13/A maddesi uyarınca onaylandığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın Adana Seyhan Baraj Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ilan edilen alan sınırları içerisinde yer aldığı, ancak 1/25.000 ölçekli nazım imar planının onama sınırları dışında kaldığı, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının üst ölçekli planı niteliğinde olan 1/100.000 ölçekli Adana-Mersin Çevre Düzeni Planında taşınmazın bulunduğu alanın Adana Seyhan Baraj Gölü YHGS ilan edilen alanı içerisinde kentsel gelişme alanı ile orman alanı lekelerinin kesişiminde bulunduğu, dava konusu nazım imar planında ise … parsel sayılı taşınmazın yeşil alan, … parsel sayılı taşınmazın orman, yol ve düşük yoğunluklu konut alanı kullanımda kaldığı, görülmekte olan davanın, taşınmazların orman alanı, yeşil alan ve yol olarak planlanmasının ve konut alanında düşük yoğunluk kararı getirilmesin uygun olmadığı iddialarıyla açıldığı görülmektedir.
    Dava dosyasının ve dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle uyuşmazlık konusu taşınmazın yakın çevresindeki taşınmazlara ilişkin olarak farklı şahıslarca açılan ve temyiz incelemesi aşamasında Danıştay Altıncı Dairesinin E:2021/2058, E:2021/3490, E:2021/5521, E:2021/5540, E:2021/6620, E:2021/8259, E:2021/8434 esas sayılı dosyalarda İdare Mahkemelerince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporların birlikte incelenmesinden; dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda yürürlükte olan 1/25000 ölçekli nazım imar planının Adana Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylandıktan sonra, Adana Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile tadilen onaylanarak Adana Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kesinleştiği, 1/25.000 ölçekli revizyon nazım imar planında alanın tamamının “Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahası” olarak belirlendiği, ancak bu planda “Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahası” olarak belirlenmiş olan alan için herhangi bir plan kararı ve yapılaşma koşulu getirilmediği, plan notları ile bu alana ilişkin 1/25.000 ölçekli nazım imar planının ayrıca yapılacağının belirtildiği, bu doğrultuda değerlendirildiğinde Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahasına ilişkin 1/25.000 ölçekli nazım imar planı kararı bulunmadığının görüldüğü, taşınmazların bulunduğu alana yönelik öngörülen plan kararları açısından dava konusu olan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile alanda yürürlükte olan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı arasındaki ilişkinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve ilgili mevzuata uygun bir şekilde kurulduğu, dava konusu nazım imar planı notlarında ve plan kararlarında, plan onama sahası içindeki alanın, Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahası içinde kalması nedeniyle ilgili mevzuat ve koruma ilkeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, uyuşmazlığa konu planın, leke plan niteliğindeki Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planıyla tutarlı olduğu, mevzuatta yer verilen plan hazırlama esas ve ilkelerine uygun biçimde hazırlandığı görülmektedir.
    Bununla birlikte, Adana ili, Çukurova ve Sarıçam ilçeleri sınırları içerisinde, Seyhan Baraj Gölü çevresinde, yaklaşık 4.048 hektarlık bir alana yönelik hazırlanan Seyhan Baraj Gölü Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahası I. Etap 1/5000 ölçekli nazım imar planının tek bir parsele yönelik ve/veya noktasal ölçekte hazırlanmış olan bir plan değişikliği olmayıp geniş bir alana yönelik olarak hazırlanan bir imar planı olduğu, Seyhan Baraj Gölü Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahasının Bakanlar Kurulunun 2006/10966 sayılı kararı ile ilan edildiği, 05/10/2006 tarih ve 26310 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından Seyhan Baraj Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası içerisinde kalan alanlarla ilgili olarak Orman Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 7. Bölge Müdürlüğü Adana Şube Müdürlüğü tarafından Adana Seyhan Baraj Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının Yönetim ve Gelişme Planının hazırlandığı, akabinde Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahası olarak ilan edilen alan sınırları içerisinde kalan planlı alanlara yönelik, Yönetim ve Gelişme Planı doğrultusunda yeni bir imar planının hazırlanmasının zorunlu olduğu, dava konusu nazım imar planının da bu doğrultuda hazırlanarak onaylandığı, dolayısıyla uyuşmazlığa konu nazım imar planının hazırlanmasında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına ve mevzuata aykırı bir durumun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Temyize konu karara esas alınan bilirkişi raporunda Seyhan Baraj Gölünün yapay bir göl olması nedeniyle sahil şeridi uygulamasına tabi olmadığı halde kıyı kesimi boyunca park alanı kullanım kararı getirilmesinin sebebinin anlaşılamadığı, bu nedenle bu alanlarda GTA kullanım kararı getirilmemesinin planlama ilkeleri ve şehircilik esaslarına uygun olmadığı değerlendirildiği görülmektedir.
    Kıyı Kanununun 4. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinde, "Sahil Şeridi: Deniz ve tabii göllerin kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alandır. İki bölümden oluşan sahil şeridi kullanım amacı, topoğrafya ve doğal eşiklere göre uygulama imar planı kararı ile belirlenir. Sahil şeridinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yapı yaklaşma mesafesi içerisinde kalan alanlar uygulama imar planı ile gezinti alanları, dinlenme ve bu Yönetmelikte tanımlanan rekreaktif alanlar ve yaya yolları olarak düzenlenebilir. Sun’î ve baraj göllerinde, Yönetmeliğin sahil şeridi ile ilgili hükümleri uygulanmaz." tanımına yer verilmiştir.
    Belirtilen hükme göre, sahil şeridi uygulaması, deniz ve tabii göl kıyılarında zorunlu olmakla birlikte yapay göllere ilişkin olarak sahil şeridi uygulaması yapılması, yasal bir zorunluluk değildir. Ancak, dava konusu nazım imar planında göl kıyısı boyunca uzanan alanların planlanmasında ve hukuki denetiminde imar mevzuatı ve Kıyı Kanunu hükümlerinin yanı sıra şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve bölgenin Seyhan Baraj Gölü Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahası içerisinde yer alan hassas bir alan olması hususu birlikte gözetilmelidir.
    Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında, Seyhan Baraj Gölü kıyı kesiminin yeşil alan (park alanı) olarak planlanmasıyla göl kenarında doğal değerleri gözeten bir planlama yaklaşımının geliştirilmeye çalışıldığı, özellikle kıyı şeridinin yapılaşmadan uzak tutulmaya çalışıldığı, kıyı şeridinin genel olarak yeşil alan olarak süreklilik arz eden yeşil alan koridoru şeklinde planlandığı, bu alanlar içerisinde bazı noktalarda öngörülen günübirlik tesis alanı kullanımları dışında konut, ticaret, vs. alan kullanımlarına yer verilmediği, Seyhan Baraj Gölü kenarında planlanan GTA kullanım kararının sınırlı alanlarda olması nedeniyle yeşil alan koridorunun sürekliliğini ve bütünlüğünü bozan bir niteliğinin bulunmadığı, Seyhan Baraj Gölü çevresinde genel olarak doğal ve çevresel değerlerin korunduğu ve koruma-kullanma dengesi yönünden sürdürülebilir bir gelişmenin oluşturulmaya çalışıldığı, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının önceki halinde, göl kıyısının bütüncül olarak ağaçlandırılacak alan, yeşil alan ve orman alanı olarak planlandığı, dava konusu plan revizyonuyla alanda getirilen büyük ölçekli yeşil alan kullanımlarının mevcut pasif yeşil alan fonksiyonlu alanların aktif yeşil alana çevrilmesi niteliğinde olduğu, böylelikle, dava konusu … parsel sayılı taşınmazın da büyük bir bölümünün sınırları içerisinde kaldığı yeşil alan koridorunun, Seyhan Baraj Gölünün korunmasına ve gölün çevresindeki ekolojik yaşamın gelişmesine katkıda bulunacağı gibi alandaki kullanım değerlerini yükselterek kıyı alanlarının ve çevresinin kamunun kullanımlara daha fazla açılmasını sağlayacağı, alanda öngörülen park alanlarının çevresindeki yaşam alanlarında yaşayanların etkin bir şekilde kullanmasını sağlayacak konumda ve büyüklükte bulunduğu, bu park alanlarının yer aldığı çevredeki açık alan-kapalı alan dengesinin kurulmasında önemli bir rolünün olduğu, yaşam alanları içinde yeterli genişlikte büyük bir açık alan sağladığı, çevresindeki yaşam alanlarının mekansal kalitesi ve yaşanabilirliğine önemli katkıda bulunduğu, bu park alanlarının herhangi bir afet (deprem, sel, yangın vs) durumunda çevresindeki yerleşim alanları içerisinde kullanılabilecek önemli açık alanlardan olduğu, anılan alanların GTA yerine yeşil alan olarak planlanmasının daha olumlu olduğu, dolayısıyla uyuşmazlığa konu taşınmazın da içinde bulunduğu Seyhan Baraj Gölü kıyı kesiminin yeşil alan (park alanı) olarak planlanmasının plan bütünlüğü, şehircilik ilkeleri, planlama esasları, kamu yararı ve kentsel ihtiyaçlar açısından uygun olduğu anlaşılmıştır.
    Bu nedenle, Kıyı Kanununun yukarıda anılan hükmüne ilişkin olarak temyize konu karara esas bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmenin yerinde olmadığı, her ne kadar Kıyı Kanununun sahil şeridine ilişkin hükümlerinin uygulanması zorunluluk olmasa da taşınmazın bulunduğu alanın yeşil alan olarak planlanmasının şehircilik ilkeleri, planlama esasları, kamu yararı gibi yönlerden bir gereklilik olarak ortaya çıktığı ve bu şekilde yapılan planlamanın imar mevzuatına aykırı bir yanı da bulunmadığı açıktır. Bu durumda, bilirkişi raporunda yer verilen, yeşil alan kullanım kararlarının, alandaki diğer sosyal-teknik donatı alanlarıyla bütünleşmediği ve bu alanların planlanmasının gereklilik arz etmediği yönündeki tespitlerde isabet görülmemiştir.
    Ulaşım bağlantıları yönünden ise; mevcutta yer alan yolların tümüyle plana işlenmediğinin görüldüğü, bu durumun mevcut yolların bir kısmının kıyı-kenar çizgisinin göl tarafında kalması nedeniyle bütünlüklerinin bozulmasından kaynaklandığı, bu nedenle, Orman Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 7. Bölge Müdürlüğü Adana Şube Müdürlüğünce hazırlanan Adana Seyhan Baraj Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının Yönetim ve Gelişme Planı hükümleri dikkate alınarak alternatif yollar belirlendiği, alanda çıkmaz sokak bağlantılarının bulunmakta ise de Yönetim Planında, dava konusu alanın hassas niteliği gereği alanın doğal niteliğinin korunması ve servis yollarının göle dik olarak planlanmasına özen gösterilmesi gerektiği belirtildiğinden dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda yer alan göle dik çıkmaz sokakların (yolun sonunda dönüş manevrası için yeterli yer ayrıldığı görülmekle) imar mevzuatı kapsamında hukuka aykırı yanı bulunmamıştır.
    Öte yandan, dava konusu … parsel sayılı taşınmazın orman, yol ve düşük yoğunluklu konut alanı kullanımda kaldığı, görülmekte olan davanın, ...parsel sayılı taşınmazın orman alanı ve yol olarak planlanmasının hukuka aykırı olduğu, konut alanı yönünden ise düşük yoğunluk kararı getirilmesin uygun olmadığı iddialarıyla açıldığı, İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda, düşük yoğunluklu konut alanı kullanım kararı getirilen ...parsel sayılı taşınmazındaki yoğunluk değerlerinin bölgenin genel karakteriyle ve koruma-kullanma ilkeleriyle uyumlu olduğu değerlendirmesine yer verildiği, ancak bu hususta İdare Mahkemesince hüküm kurulmadığı, bunun yanı sıra, … parsel sayılı taşınmazında getirilen orman alanı kararına yönelik olarak bilirkişi raporunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi İdare Mahkemesince de bu husus hakkında hüküm kurulmadığı görülmektedir. Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince, hüküm kurulmayan hususlar yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği açıktır.
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince karar verilirken Danıştay Altıncı Dairesinin yukarıda da yer verilen E:2021/2058, E:2021/3490, E:2021/5521, E:2021/5540, E:2021/6620, E:2021/8259, E:2021/8434 sayılı dosyalarında yer alan bilirkişi raporlarında, orman alanlarına ilişkin olarak yapılan detaylı incelemeler neticesinde, orman kadastro haritalarının dava konusu nazım imar planına aynen işlendiği, orman kadastro haritalarının hatalı olduğunu tevsik eden herhangi bir belge bulunmadığından orman alanı olarak gösterilen alanların kullanım kararlarında hukuka aykırı bir yan bulunmadığının tespit edildiği hususunun da gözetilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin idare mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ve davalı yanında müdahilin temyiz isteminin kabulüne,
    2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 26/05/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi