8. Hukuk Dairesi 2010/2139 E. , 2010/3792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ve ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki dava hakkında ....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.10.2006 tarih ve 442/364 sayılı hükmün Dairenin 20.10.2008 gün ve 4481/5045 sayılı ilamıyle onanmasına karar verilmişti. Davacılar vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili tarafından, davalı ... ve müşterekleri aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin hüküm davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairece onanmıştı. Davacılar vekili süresinde vermiş olduğu karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasını istemiştir.
Davacılar vekili, tarafların kök murisleri ... çocukları ... ve ...’ın müştereken maliki oldukları dava konusu 103 ada 11 parsel ile dava dışı 155 ada 3 parselin çok uzun süre evvel taksim edildiğini, buna göre 11 parselin müstakilen ......’a bırakıldığını, zilyetliğin ölümüne kadar adı geçen ve sonrasında mirasçıları tarafından sürdürüldüğünü, nizalı taşınmaz üzerinde davalı ... mirasçılarının hakları ve zilyetlikleri olmadığını; yanı sıra bir kısım aslında parselle ilgisi olmadığı halde adlarına tesbitin de hatalı olduğu ...mirasçılarından olan kayıt maliki davalı ..., ... ve vekil edenlerinin yakın miras bırakanı ...mirasçısı ölü ...’ın kızı-vekil edenlerinin kardeşleri ...’nun paylarının 2.4.2000 günlü senetle yarı yarıya davacılara hibe edildiğini; davalı ...’nin ise payını vekil edenlerinden ...’a hibe ettiğini açıklayarak, 103 ada 11 parselin bir kısım davalıların miras bırakanı... mirasçıları üzerindeki paylara ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile miras hisseleri oranında; davalı-bir kısım kayıt maliki ... ve müşterekleri üzerindeki tapu kayıtlarının iptali ile ½’şer hisse ile vekil edenleri adına; davalı ...’a ilişkin payın iptali ile vekil edeni... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., ..., ... ve ... 14.9.2004 tarihli cevap dilekçesiyle; dava konusu parseldeki paylarını 2.4.2000 günlü senetle davacılara bağışladıklarını, zilyetliğin devredildiğini belirterek, davayı kabul ettiklerini bildirmiştir.
Davalı ... ve müşterekleri davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu 103 ada 11 parsel, 8726,59 m2 yüzölçümü ile Ağustos 1950 tarih 4 sıra ve diğer tapu kayıtlarına istinaden kayıt malikleri bir kısım ...oğlu ...Seyrakbasan mirasçısı, bir kısım ... oğlu ... ... mirasçısı ile ... ve ... adına paylı ve bir kısım ölü kayıt malikleri mirasçıları adına ise, üzerlerindeki paylar verasette iştirak halinde 26.3.2002 tarihinde tespitle, itirazsız 17.4.2003 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacılar... ve ...’ın da dip miras bırakanı olan ... oğlu ...... 1936 yılında ölmüş, geride evlatları ......, ... ve ... kalmıştır. Adı geçenlerin de sırasıyla 1966, 1983 ve 1973’de ölümüyle ...’ın mirasçılarından olan davacılar ile diğer mirasçılar mevcut bulunmaktadır. Bir kısım davalılar miras bırakanı ... ... ise, 1954 yılında ölmekle, davalı ..., ..., bir kısım davalılar yakın miras bırakanı ... ... ve dava dışı mirasçılarını bırakmıştır. Davacılar, davalı taşınmazın kayıt maliklerinden ...mirasçıları ..., ... ve ...’in üzerindeki payların dip murisleri tarafından yapılan taksim gereği ...... mirasçıları adına tespiti gerektiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adlarına hisseleri oranında tescilini istemişlerdir.
Dava konusu taşınmazın miras yoluyla intikal ettiği ve ...... mirasçılarına ait olduğu ileri sürüldüğüne göre TMK.nun 701 maddesi gereğince tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğuna, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunduğuna ve TMK.nun 640 ve 702.maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği arandığına, yani tüm mirasçıların katılımıyla tasarrufi işlemler yapılacağına , kural olarak davada tasarrufi bir işlem olduğuna, mirasçılardan bir kısmı tek başına adına tescil isteyemeyeceğine ve tüm mirasçılar adına tescil istenilmediği için, dışarıda kalan mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci yoluyla da davanın yürütülmesi mümkün olmadığına göre davalı ..., ... ve ... ..."ın paylarına ilişkin davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Bundan başka, davacılar vekili, hibe edildiği gerekçesiyle davalı ...’a ilişkin payın iptali ile vekil edeni ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., davacıların da dip murisi olan ......’ın ölü kızı ...’un mirasçısıdır. ... mirasçıları davalı ... ve müşterekleri davalı parselin 96/768 payına verasette iştirak halinde malik bulunmaktadır. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmadığına ve davacı ... nizalı bu payda iştiraken malik bulunmadığına göre, iştirak halinde mülkiyet çözülmediği sürece davalı ...’ın payını devralması mümkün bulunmamaktadır. Ancak ...’un terekesi paylı mülkiyet hükümlerine dönüştürüldüğünde bu istek yönünde karar verilebilir. Her ne kadar davalı ... davayı kabul ettiğini bildirmiş ise de bu nedenle kabul beyanı da hüküm ifade etmez. Ancak, elbirliği mülkiyet paylı mülkiyete dönüştürüldüğünde kabul hukuki sonuç doğurur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..., ..., ... ile ... ...’a ilişkin paylar yönünden açılan davanın reddi ile hükmün buna ilişkin kısmının onanmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin aşağıdaki husus dışında sair yönlerdeki karar düzeltme isteklerinin REDDİNE.
Davacılar vekili, davalı- kayıt malikleri ..., ... ve ...’nun paylarının satın alındığını ileri sürmüştür. Adı geçen davalılardan ... ve Durdu davalı parselin 16/768 payının iştirak halinde malikleridir. Nizalı bu payın başka iştirakçisi olmadığına ve iştirakçilerinin tümü(ikisi de) davayı kabul ettiğini açıkladığına göre, bu pay yönünden kabul beyanının nazara alınması gerekir. Yine davalı ... davalı taşınmazın 128/768 payının davacılarla birlikte iştirak halinde malikidir. İştirak halinde mülkiyette iştirakçilerin birbirlerine pay devri-temlik yapmaları mümkün bulunmaktadır. Ne var ki, davalı ..., ... ve ... 14.9.2004 tarihli dilekçeleri ile davayı kabul ettiklerini açıklamışlar ise de, kabul beyanlarını içerir dilekçe usule uygun şekilde kimlik tespitleri yapılarak alınmamıştır. Mahkemece, kabul beyanlarını içerir dilekçe altında imzası bulunan adı geçen davalıların duruşmaya çağrılarak, 14.9.2004 tarihli dilekçenin okunması, içeriğinin ve imzalarının ismi yazılı davalılara ait bulunup bulunmadığı hususunda beyanlarının ve HUMK.nun 151 maddesinin son fıkrasına göre imzalarının alınması, kabul beyanlarını içerir dilekçe içeriği doğrulandığı takdirde kabul beyanlarının nazara alınması suretiyle bu paylara ilişkin hüküm kurulması gerekirken, adı geçenler bakımından da davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekirken hatalı nitelendirme sonucu onandığı karar düzeltme isteği sonucu yapılan incelemeyle belirlenmiş olduğundan davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairenin 20.10.2008 gün 4481 Esas, 5045 Karar sayılı onama ilamının kısmen (davalı ..., ... ve ...’na ilişkin dava yönünden) KALDIRILMASINA ve açıklanan nedenle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA ve 44,50 TL peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davacılara iadesine 08.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.