18. Hukuk Dairesi 2016/8797 E. , 2016/10600 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli .... Köyü 109 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan 20.10.2015 gününde temyiz edenlerden davalı vekili Av.... ile davacı vekili A.....geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosya eksiklik nedeniyle geri çevrilmiş, bu kez iade edilmekle dosyadaki bilgi ve belgeler okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmekte olup bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşıdığından; bilirkişi kurulu raporunda, dava konusu taşınmaz hakkında sulu ya da kuru arazi olarak bir belirleme yapmadan sulu olarak değerlendirilmiş ise de; sulama kaynağının ne olduğu açıkça gösterilmeden (taşınmazın üzerindeki bir su kaynağından veya yakınındaki bir dereden sulanıp sulanmadığı), sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yeraltı suyundan hangi sistemle yararlanıldığı hususları ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılarak belirlenmeden, pompalama veya damla sulama yöntemi ile yapılan bir sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden ve sulama kaynağı, suyun her mevsim yeterli olup olmadığı açıklanmadan taşınmazın sulu veya sulanabilir tarım arazisi olarak kabul edilmesi ve bu yönde düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna dayalı hüküm kurulması,
Kabule göre;
2-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca, bilirkişi kurulu arazi niteliğindeki taşınmazın, kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurlar ile her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ayrıca ilgililerin de beyanını dikkate alarak düzenleyeceği gerekçeli bir değerlendirme raporunda kamulaştırma bedelini tespit etmelidir.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, iklim koşullarının elverdiği bazı yörelerde bir ürün hasat edildikten sonra toprağın yeniden hazırlanıp ikinci uygun ürün ekilebilmektedir. Bir yılda birden fazla ürün alınma imkanı bulunan yerlerde ülke genelinde bir yıldaki ikinci ürünün hazırlık ve yetiştirme süreleri de dikkate alındığında yılı aşan süre gerektiği de gözetilerek, iki yılda üç ürün veya üç yılda dört ürün münavebe esası uygulanarak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Buna göre bilirkişi kurulunca, iki yılda üç ürün veya üç yılda dört ürün alınabileceği dikkate alınarak yıllık net gelirlerinin tümü üzerinden hesaplama yapılması gerekirken, buğday %25, silajlık mısır %25, domates %50 alınmak üzere, bir yılda üç ürün (buğday-silajlık mısır- domates) üzerinden değerlendirme yapıldığı izlenimi uyandıracak şekilde ve ürünlerin net gelirlerine yüzdelik oranla değer biçilerek bedel tespiti yapan bilirkişi kurul raporuna göre karar verilmesi,
3-Dava konusu taşınmazın bulunduğu yer, konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen objektif değer artışına etki eden hususlar dikkate alındığında, %300 oranında objektif değer artışı uygulanması gerekirken, %400 objektif artış veren bilirkişi raporunun karara esas alınması,
4-Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaş ve cinsleri belirtilmek suretiyle 2013 yılı rayiç değerlerinin gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilip denetlenmemesi,
5-Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan irtifak hakkının bedele yansıtılmamış olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı ve davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa, davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 22.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.