16. Hukuk Dairesi 2018/1816 E. , 2019/5054 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 68 ada 49 parsel sayılı 3.763,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle ... adına tespit ve tescil edildikten sonra 1996 yılında intikal görerek davalı ... adına tescil edilmiş ve sonrasında 2001 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda 1110 ada 1 parsel numarasını alarak 2.558,98 metrekare yüzölçümüyle tespit edildikten sonra, 2010 yılında ifraz görerek dava dışı 1110 ada 12 parsel ile davaya konu 1110 ada 13 parsel numarasıyla ve 555,59 metrekare yüzölçümlü olarak yine davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., harici satın almaya dayanarak çekişmeli 110 ada 13 parselin kendi adına tescili, olmadığı takdirde uygun bir tazminat karşılığında kendi adına tescili, bunun da mümkün olmaması durumunda lehine irtifak hakkı kurularak bunun tapuya şerhi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davaya konu 1110 ada 13 sayılı parselin, davacının delil olarak ibraz ettiği senetlerde yer alan ... Mevkiinde bulunan 38 ada 68 parsel sayılı taşınmazla herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, çekişmeli 1110 ada 13 sayılı parselin, 68 ada 49 nolu kadastral parselden geldiği, ayrıca bu yer olduğunun kabulü halinde dahi 1110 ada 13 nolu parselin ilk kaydı olan 68 ada 49 nolu parselin 12.01.1993 tarihinde kesinleştiği, davanın 10 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Dava konusu 1110 ada 13 parsel sayılı taşınmaz, 68 ada 49 numaralı kadastral parselden gelmekte olup bu taşınmazın tespit tarihi 30.07.1990"dır. Davacı tarafın sunduğu senet ise tespitten sonra 31.12.1990 tarihinde düzenlenmiş olduğu gibi ayrıca iddianın ileri sürülüş şekli itibariyle de davacının talebi kadastrodan önceki nedene dayalı olmayıp, sonraki harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde temliken tescil, o da olmadığı takdirde irtifak hakkı kurulması istemine ilişkin olduğuna ve kadastro sonrası nedene dayalı davalarda dava açmayı sınırlayan hak düşürücü bir süre bulunmadığına göre 3402 sayılı Kanun"un 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulama imkanı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece çekişmeli taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte davacı tarafın dayandığı senette 68 ada 38 parsel yazmakta ise de, çekişmeli 1110 ada 13 parselin, davalının babasından satın alındığı bir kısım tanıklarca ifade edildiğine göre, ada parsel numarasındaki bu yanlışlığın maddi hataya dayalı olup olmadığı belirlenmeli; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir hüküm verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın, hatalı değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.