11. Ceza Dairesi 2017/3556 E. , 2018/702 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 13.06.2011 tarih ve 2011/1398 esas sayılı iddianamesi ile sanıklar hakkında vergi suçu raporu ve ekleri ile Gelir İdaresi Başkanlığı Rapor Değerlendirme Komisyonu’nun mütalaasına uygun olarak “2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan da dava açıldığı, ancak bu suçtan hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, bu suçtan mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
I- 2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne karşı sanık ...’nın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın yokluğunda verilip, duruşmada bildirdiği adresine 19.02.2013 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilen hükmü, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresinden sonra 27.02.2013 havale tarihli dilekçe ile temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- 2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne karşı sanık ...’ın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1- 2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan açılan kamu davasında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından; suça konu fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilip, dosya arasına konulmasından sonra incelenerek, 213 sayılı Yasanın 227. maddesinin 3. fıkrasındaki düzenleme de gözetilip, aynı yasanın 230. maddesinde öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen şirketler hakkında düzenlenen vergi inceleme raporları ve şirket yetkilileri veya kişiler hakkında açılan dava dosyaları getirtilip incelenerek, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişiler de tanık sıfatıyla dinlenerek, suça konu faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak düzenledikleri ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması ve toplanan tüm deliller değerlendirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesine göre “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle, aynı takvim yılı içinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura kullandığı kabul edilen sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
3- Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 1. fıkrasının c bendindeki hak yoksunluğunun uygulanamayacağı, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının CMK’nın 326/son maddesi gereğince saklı tutulmasına, 1. maddedeki gerekçeye göre bozmanın, hakkındaki hükmü süresinde temyiz etmeyen diğer sanık ...’ya CMUK"nın 325. maddesi gereğince sirayet ettirilmesine, 31.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.