Esas No: 2018/1324
Karar No: 2022/2329
Karar Tarihi: 26.05.2022
Danıştay 13. Daire 2018/1324 Esas 2022/2329 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2018/1324 E. , 2022/2329 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/1324
Karar No:2022/2329
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Kurulu
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Türk Prodüksiyon Hizmetleri Ltd. Şti.
(Eski Unvan: ... Turk Yayıncılık Hizmetleri A.Ş.)
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait "..." logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 10/04/2015 tarihinde yayınlanan "..." isimli sohbet programında yer alan ifadelerle 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle anılan Kanun'un 32. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 13.601,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (Üst Kurul) ... tarihli ve ... sayılı toplantısında verilen 67 nolu kararın iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davacı yayın kuruluşunda yayınlanan programda sarf edilen sözlerin ve beğenilerin, programa katılan konukların kişisel görüşlerinin ifade edilmesinden öteye gitmediği, herhangi bir kişi veya kurumu hedef alan hakaret içerikli konuşmalar olmadığı, söz konusu konuşmaların ve beğenilerin gerek Anayasamızda ve gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ifadesini bulan ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, ifade özgürlüğü kapsamında aktarılan görüşlerin, idarece davacıya idari para cezası verilmesi olanağı vermediği, aksi düşüncenin ise ifade özgürlüğünün ihlâli anlamına geleceği, bu durumda, kimsenin ifade özgürlüğü kapsamında beyan ettiği ve paylaştığı düşüncelerinden dolayı cezalandırılmayacağı, aksi hâlin gerek Anayasamıza ve gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırılık teşkil edeceği hususları göz önüne alındığında dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yayıncı kuruluşun yayın sorumluluğunun esas olduğu, programın yapım, yönetim veya yayınından dolayı ihlâlin gerçekleşmesinde sorumluluğu bulunanların kusurunun, yayıncı kuruluşun sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, konukların kişisel görüşlerinin ifade edildiğinden bahisle yayıncı kuruluşun sorumluluktan muaf tutulamayacağı, müeyyidenin kişilerin düşüncelerini ifade etmelerinden dolayı uygulanmadığı, düşünceler ifade edilirken kişi ve kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler kullanılmasından dolayı uygulandığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, dava konusu idari işleme konu açıklamaların herhangi bir iftira veya hakaret içermediği, aksine dönemin milletvekili adayının ifade özgürlüğü kapsamında olduğu, toplumu ilgilendiren olaylar hakkında yine toplumun sahip olduğu düşünceler üzerine yapmış olduğu tespitleri konu aldığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Mahkeme'ce karar verilen tarih itibarıyla yürürlükte olan hâliyle 45. maddesinde, idare ve vergi mahkemelerinin tek hâkimle verilen nihaî kararlarına, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dâhi, mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebileceği, bölge idare mahkemelerinin bu kararlarının kesin olduğu ve temyiz yoluna başvurulamayacağı kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 6545 sayılı Kanun'un 19. maddesiyle değiştirilen birinci fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun'a 6545 sayılı Kanun'un 27. maddesiyle eklenen Geçici 8. maddenin birinci fıkrasında, ivedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı, bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümlerin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Geçici 8. maddenin gerekçesinde ise, Resmî Gazete'de ilan tarihinden önce idare ve vergi mahkemelerince verilip ilan tarihinden önce ya da sonra kanun yollarına müracaat edilen ve bozulmak suretiyle idare ve vergi mahkemelerine gönderilen dosyalar hakkında da ilk kararın verildiği tarihte uygulanan kanun yoluna ilişkin hükümlerin uygulanacağı açıklamasına yer verilmiştir.
07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinin Tüm Yurtta Göreve Başlayacakları Tarihe İlişkin Karar" ile, söz konusu Bölge İdare Mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde tüm yurtta görevlerine başlayacakları duyurulmuştur. Nitekim bu tarih itibarıyla anılan mahkemeler yargılama faaliyetlerine başlamıştır.
Aktarılan mevzuata göre, 20/07/2016 tarihinden önce verilen (ivedi yargılama usulü hariç olmak üzere) kararlar için kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yoluna ilişkin hükümler uygulanmaya devam edeceğinden, 20/07/2016 tarihinden önce idare ve vergi mahkemelerince tek hâkimle verilen nihaî kararlara karşı mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemelerine itiraz edilebileceği ve itiraz üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen kararların kesin olduğu, anılan tarihten önce idare ve vergi mahkemelerince verilen ve itirazen incelenerek bozma kararı verilerek idare ve vergi mahkemelerine gönderilen dosyalar hakkında mahkemelerce bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen kararların ilk kararın verildiği tarihte uygulanan kanun yollarına tâbi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, "..." logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 10/04/2015 tarihli programda yer verilen ifadelerin, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan yayın ilkesini ihlâl ettiğinden bahisle dava konusu Üst Kurul kararıyla davacı şirkete 13.601,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işleminin iptali istemiyle açılan davada, ... İdare Mahkemesi Hakimi'nce ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, bu karara karşı itiraz kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi’nce itiraz kanun yoluna ilişkin hükümler uyarınca inceleme yapılarak ... tarih ve E:..., K:... sayılı karar ile davalı idarenin itirazının kabulüne, idare mahkemesi kararının bozulmasına ve yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkeme’ye iadesine karar verildiği, bunun üzerine ... İdare Mahkemesi Hakimi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla bozma kararına uyularak istinaf yolu açık olmak üzere dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi’nce bu kez istinaf kanun yoluna ilişkin hükümler uyarınca inceleme yapılarak ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyiz başvurusuna konu karar ile istinaf başvurusunun temyiz yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, istinaf yetkisini haiz Bölge İdare Mahkemeleri'nin tüm yurtta göreve başladıkları tarih olan 20/07/2016 tarihinden önce idare veya vergi mahkemelerince verilen tek hakim kararlarının itirazen incelenmek suretiyle bozularak mahkemelerine gönderilmesi üzerine mahkemelerce bozma kararına uyularak verilecek kararlara ilişkin olarak ilk kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin düzenlemelerin uygulanması gerektiğinden, 20/07/2016 tarihinden önce tek hakimle verilen ilk kararın itirazen incelenerek bozulduğu, bozma kararına uyularak yine tek hakimle verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı karar da belirtilen düzenlemeler çerçevesinde itiraz kanun yoluna tabi olduğundan, bu kanun yolu uyarınca incelenerek kesin olarak bir karar verilmesi gerekirken, istinaf kanun yoluna ilişkin hükümler uyarınca yapılan inceleme sonucunda temyiz yolu açık olmak üzere istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararda usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 26/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.