23. Hukuk Dairesi 2015/1635 E. , 2016/884 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen muarazanın men"ine ilişkin asıl, ihraç kararının iptaline ilişkin birleşen davanın sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 17.11.2014 gün ve 8989 Esas, 7303 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacılar vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkillerinin, fiili olarak çalışmalarına engel olunduğunu, ayrıca ileride alınacak ihraç kararına dayanak olması için aidat ödenmesi yönünde müvekkillerine ihtar gönderildiğini, hem üye olarak kabul etmeyip, hem de aidat istenilmesinin iyiniyetli bir tutum olmadığını, ihtarnamelerde istenilen miktarın gerçek aidat borcunu yansıtmadığını ileri sürerek, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkillerinin çalışmalarına engel olunmamasına, keşide edilen ihtarnamadeki aidatın gerçeği yansıtmadığının ve haksız istendiğinin belirlenmesini ve böylece taraflar arasındaki muarazanın giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatif yönetim kurulunun 17.12.2004 tarihli kararı ile aidat borçlarını ödemedikleri gerekçesiyle üyelikten ihraç edildiklerini, oysaki müvekkillerinin çalışmasına fiili olarak engel olunduğunu, çalıştırılmayan müvekkillerinden aidat talep edilemeyeceğini, kaldı ki istenilen aidat miktarının da gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, müvekkillerinin ihracına ilişkin 17.12.2004 tarihli yönetim kurulu kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı kooperatif vekili, davacıların usulüne uygun olarak gönderilen 1. ve 2. ihtarlara rağmen parasal yükümlülüklerini yerine getirmemeleri üzerine üyelikten ihraç edildiklerini, sırf rant sağlamak için yıllardır şeklen ortaklıklarını devam ettirdiklerini, ancak kendilerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı kooperatif kayıtlarından ihtarnamelere konu yıllara ait aidat bedellerinin ne kadar olduğunun tespit edilemediği ve ihtarnamelerdeki üye aidatlarının gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle, asıl davada, muarazanın önlenmesine, birleşen davada ise, davacıların ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının iptaline dair verilen karar, asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 17.11.2014 tarih ve 8989 E., 7303 K. sayılı ilamıyla, asıl ve birleşen davalarda davalı kooperatif vekilinin
sair temyiz itirazlarının reddine, diğer temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede, asıl davada muarazanın men"ine karar verilmiş ise de, davacıların talepleriyle ilgili olarak, hangi muarazanın nasıl ve ne şekilde giderileceği hususunda bir hüküm tesis edilmediği, kararın bu haliyle, HMK"nın 297/2. (HUMK’nın m. 389. ) maddesine aykırı olup, infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu, mahkemece, davacıların asıl davadaki talepleriyle ilgili olarak, infazında tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu olduğu belirtilerek, asıl davada davalı kooperatif yararına bozulmuştur.
Asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, birleşen davada davalı kooperatif vekilinin HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Asıl davaya yönelik karar düzeltme itirazlarına gelince;
Asıl dava, muarazanın men"i istemine ilişkindir. Davacıların muarazanın önlenmesine ilişkin talepleri kooperatif ortaklığına bağlı bir talep olup, mahkemece, ihraç kararın iptaline ilişkin birleşen davanın, asıl davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi, bu davanın kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre asıl davada davacıların hukuki yararlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirdi. Hukuki yarar dava koşulu olup, mahkeme dava şartlarını re"sen incelemekle görevlidir. Hukuki yararın sadece dava tarihi itibariyle değil, dava devam ettiği sürece ve hükmün kesinleşmesine kadar devamı da gereklidir. Gerçekten de, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Ne var ki, Dairemizce, ihraç kararının iptaline ilişkin karar düzeltme itirazlarının reddine karar verilmekle, birleşen davada ihraç kararının iptaline ilişkin hüküm kesinleşmiş olduğundan, karar düzeltme incelemesinin yapıldığı tarihi itibariyle, asıl davada davacılarının hukuki yararlarının bulunduğunun kabulü gerekir.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davalı kooperatif vekilinin HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı kooperatif vekilinin birleşen davaya yönelik, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davaya yönelik karar düzeltme itirazlarının REDDİNE, 64,00 TL harç ve takdiren 522,00 (261,00x2) TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 19.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.