12. Hukuk Dairesi 2018/13720 E. , 2018/10486 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, gayrimenkul satışına dair alacak konulu ilama dayalı olarak, borçlu şirket aleyhine başlatılan ilamlı takipte, şikayetçi/borçlu şirketin; takip konusu borcun tamamının icra dosyasına ödendiğini, dosyaya yatan paranın alacaklı tarafa ödenmesine muvafakat ettiklerini, ayrıca anılan takipte uygulanan faize itiraz ettiklerini, açılan davanın reddine karar verildiğini, anılan karardan sonra icra müdürlüğünce aleyhlerine 09.12.2013 tarihli borç bildirim belgesinin gönderildiğini, fakat anılan belgenin hatalı ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece; toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile davalı/vekilinin 09/10/2014 tarihli dilekçesindeki kabul beyanına göre; kapak hesabında 3.499,83 TL fazla faiz hesaplandığı anlaşıldığından şikayetin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile 24/12/2013 tarihli kapak hesabından 3.499,31 TL fazla hesaplanan faizin çıkartılmasına ve fazlaya ilişkin talebin reddine hükmolunduğu görülmektedir.
HMK"nin 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği, aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Öte yandan, Hukuk Genel Kurulunun 08.10.1997 tarihli ve 1997/12-517 E.-1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazı zorunludur. İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez. Bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması zorunludur.
Somut olayda, 31.01.2014 havale tarihli ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; "...Yukarıdaki tabloda görüleceği üzere 31.05.2013 tarihi itibariyle faize esas alınacak alacak kalmamıştır." denilmek suretiyle takip borçlusu şirketin anılan borcun tamamını ödediği tespit olunduğu gibi, yine aynı raporda "...takip sonrası faizin 3.499,83 TL fazla hesaplandığı..." da ifade olunmuştur. Ayrıca, mahkeme gerekçesinde yer alan davalı vekilinin 09.10.2014 tarihli dilekçesindeki kabul beyanı da anılan rapor gereği olup; sürecin daha fazla uzamadan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilerek anılan muhtıradaki fazla faizin hesaplamadan çıkartılması isteminin de bu yönde olduğu açıkça görülmektedir.
O halde, mahkemece, öncelikle hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, takip konusu borcun kalmadığı ve fazla hesaplanan faizin ne şekilde alacak kalemlerinden çıkartılması gerektiği açıklanmak suretiyle, HMK’nin 297. maddesine uygun olarak, her türlü tereddütten uzak, açık ve net bir şekilde hüküm kurularak şikayetin kabulü ve anılan işlemin iptali gerekirken; infazda tereddüde yol açacak şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.