Esas No: 2020/2075
Karar No: 2022/1907
Karar Tarihi: 30.05.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2075 Esas 2022/1907 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/2075 E. , 2022/1907 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2075
Karar No : 2022/1907
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 26/02/2020 tarih ve E:2017/333, K:2020/1631 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile yine aynı Kurulun … tarih ve ... sayılı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin kararının iptali ve bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 26/02/2020 tarih ve E:2017/333, K:2020/1631 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ise ciddi görülmediğinden işin esasına geçildiği,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit Tutanağı"ndan, davacı tarafından … GSM numarasından, … IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, sınavlara örgütün hakim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlandığına, lise döneminde örgüte müzahir dershaneye gittiğine ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Dairenin, davalı idare ile birlikte çalışarak dava konusu işlemin hukuka uygun olduğuna dair hukuki ve fiili dayanaklar aradığı, salt idarenin haklı olduğu tezi üzerinden araştırma ve inceleme yaptığı, davanın, tarafına dair somut olay ve olgular üzerinden değil, başkalarına dair tespit, beyan ve olgular üzerinden karara bağlandığı, hakkında somut bir tespit bulunmadığı, ihraç işlemi gerçekleştirildikten sonra davalı idare ve idarenin diğer unsurlarınca bu işlemin delillerinin oluşturulduğu, Dairenin, kendi anayasal yetkisini inkar ettiği, bu şekildeki kararı ile kendi bağımsızlık ve tarafsızlığını reddettiği, Anayasa'nın 159. maddesinde meslekten çıkarma kararlarına karşı öngörülen yargı yolunda, idarenin iddia ettiği ve Dairenin de kabul ettiği türden bir istisnanın bulunmadığı, dava konusu işlemin, hiyerarşik üst norm olan Anayasa'nın 159/10. maddesi uyarınca ilk andan itibaren yargı denetimine tabi olduğu, hiçbir savunma hakkı tanınmadan, somut sebepleri açıklanmadan, bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde kamu hizmetinden çıkarılmasının ölçülü olmadığı, dava konusu işlemin olağanüstü bir tedbir niteliğinde olduğu kabulünün pek çok açıdan Anayasa'ya ve hukuka aykırı olduğu, daimi olarak hakimlik mesleğinden çıkarılmasına ilişkin işlemin ceza niteliğinde olduğu, amacının meşru olmadığı, olayla ilgisiz veya olayla ilgili bile olsa tüm içeriği saklanan bir kısım AİHM, AYM, Yargıtay kararlarının davaya emsal gibi gösterildiği, hakkında henüz kesinleşmemiş olan bir ceza mahkemesi kararının, davanın reddine gerekçe yapıldığı, Dairenin gerçek anlamda bir yargılama yapmadığı, eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verdiği, masumiyet karinesinin, ayrımcılık yasağı ilkesinin, mülkiyet hakkının, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin, düşünce ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiği, işlemde kamu yararının bulunmadığı, üye, iltisak, irtibat kavramlarından hangisi kapsamında olduğu belirtilmediği gibi, bunun somut dayanaklarının da açıkça belirtilmediği, bunun yerine genel ihraç gerekçesinde çoğu suç teşkil etmeyen ve kendisiyle alakalı olamayan hususlardan bahsedildiği, 667 sayılı KHK'nın 3. maddesinin her yönüyle AİHS'ye ve Anayasa'ya aykırı olduğu, tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, örgüte ait evlerde kalmadığı, dördüncü kez girdiği sınavı ancak kazanabildiği, ByLock programını kesinlikle kullanmadığı, 2001 yılında gittiği ve ismini bile hatırlamadığı dershanenin aleyhine delil olarak kullanılamayacağı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu, 667 sayılı KHK'nın 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilen davacı hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan açılan kamu davasında ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile verilen mahkumiyet kararının … Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile bozulması üzerine yeniden incelenmesi için ilk derece mahkemesine gönderilen dosyaya ait ceza yargılamasının ... Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dava dosyasında devam ettiği görülmektedir.
667 sayılı KHK uyarınca, hâkimlerin ve savcıların terör örgütüne üyelik ve mensubiyeti bulunmasa da terör örgütü ile iltisaklı veya irtibatlı olmaları nedeniyle meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına yönelik işlem tesis edilebilmesi mümkündür. Nitekim dava konusu işlem de davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu gerekçesiyle tesis edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamış, bu kavramların hukuki niteliği ve objektif anlamının yargı içtihatlarıyla belirlenebileceğini belirtmiştir. Bu kavramlar ile, kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hâl ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterlidir.
Bu itibarla, ceza muhakemesinde terör örgütüne üye olma suçunun ispatını sağlayacak delil niteliğinde bulunmayan fiil ve davranışlar, üstün bir kamu gücü niteliğindeki yargı yetkisini kullanan hâkim ve savcılar hakkında tesis edilen idari tedbir niteliğindeki işlemde terör örgütüne irtibat veya iltisakın sübut bulup bulmadığı yönünden farklı değerlendirilebileceğinden, davacının terör örgütü ile iltisak veya irtibatının bulunup bulunmadığına yönelik yapılan yargısal denetime ilişkin bu davada, davacının ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' isnadıyla devam eden ceza yargılamasında verilecek kararın beklenilmesi gerekmemektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 26/02/2020 tarih ve E:2017/333, K:2020/1631 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 30/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.