Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2015/246
Karar No: 2015/260

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/246 Esas 2015/260 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 246

            KARAR NO : 2015 / 260

            KARAR TR   : 06.04.2015

 

ÖZET: 2918 sayılı Yasadan kaynaklanan sorumluluk davasının ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

K  A  R  A  R

 

Davacılar        : 1-H.E. (kendisine asaleten çocukları)

                         a) R.E.

                         b) M.E.

                         c) G.E.

                         d) C.E.

                         e) M.S.E.

                         f) B.E.’ye velayeten

                         2-Torunları

                         a) R.E.

                         b) S.E.’ye vesayeten

                         3-H.E.

                         4-A.E.

                         5-H.E.

                         6-Muhlis Ete

Vekilleri          : Av. H.Ö.       (Adli Yargıda)     

                         Av.A.E. (İdari Yargıda)           

Davalılar         : 1-Karayolları Genel Müdürlüğü

                         2-AK Sigorta A.Ş.Genel Müdürlüğü

İdari Yargıda

Davalı             : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av. İ.K.A.

 

O L A Y         : Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; davacıların murisleri Y., S., U., E. ve M.N.E."nin Birecik-Şanlıurfa Karayolu Birecik gişelerinde meydana gelen trafik kazasında hayatlarını kaybettiklerini, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafların kusurlu olduğunu, kaza tespit tutanağı, olay yeri inceleme tutanaklarını ve bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere davalı idarenin gerekli ışıklandırma ve işaretleme, yol çökmesi ve diğer tedbirleri almadığını bu nedenle kazanın meydana geldiğini, kaza sonrasında müvekkillerinin cenaze işlemleri için birçok harcamada bulunduğunu, söz konusu ölüm nedeni ile de çok derin acılar yaşadıklarını, davalı tarafın müvekkillerine hiçbir harcama katkısında bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafın kusurunun olduğunu ve meydana gelen zarardan da davalı tarafın sorumlu olduğunu; davacıların murislerinin içinde bulundukları 33 ET 290 plakalı aracın AK Sigorta tarafından sigorta poliçesi ile sigortalı edildiği, poliçede belirtildiği gibi meydana gelecek ölümlü kazalarda ödenecek tazminat ve sorumluluk miktarının kişi başına 60.000TL olarak belirtildiğini, bu nedenle 9.000TL maddi tazminat, 87.000TL da manevi tazminat olmak üzere toplam 96.000TL tazminatın davalılar Karayolları Genel Müdürlüğü ile AK Sigorta A.Ş.’den tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Dava dosyası Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/418 sayılı esasına kaydedilmiş olup, 03.11.2009 tarihli celsesinde, davalı AK Sigorta A.Ş.ye karşı açılan tazminat davasının HUMK 46 maddesi gereğince tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.

BİRECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ : 03.11.2009 gün ve E:2009/418, K:2009/680 sayılı kararında; “…Davacı taraf haksız fiilin nedeni olan trafik kazasında kazaya karışan aracın sigortacısı ile Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine işbu davayı açmıştır.Dava dilekçesinden ve davacılar vekilinin huzurdaki beyanlarından anlaşılacağı üzere, kazanın davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün kazanın meydana geldiği yol üzerinde gerekli ışıklandırma, işaretleme,yol çökmesi ve diğer gereken tedbirleri almadığından kazanın meydana geldiğini iddia etmiştir.Zararın gerçekleşme biçimi ve Karayolları Genel Müdürlüğüne de kusur izafe edildiği gözetildiğinde davanın Karayolları Genel Müdürlüğünün hizmet kusuru nedeniyle tazminat davası olduğu belirgindir.Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün,karayollarının yapım ve onarım hizmetleri sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir.2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun 2.maddesinde hizmet kusuruna dayanılarak idare aleyhine açılacak tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması ve görülmesi gerektiği düzenlendiğinden,dava dilekçesinin görev yönünden reddine…” şeklindeki gerekçe ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’ne karşı açılmış olan davanın dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş ve verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ :13.10.2011 gün ve E:2011/10777, K:2011/10457 sayılı kararında özetle; hüküm fıkrasının avukatlık ücretine ilişkin bölümünde yer alan “9.080 TL” rakamının hükümden çıkartılarak yerine “575 TL” rakamının yazılmasına, davacıların diğer temyiz itirazlarının reddi ile kararın bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermiş, karar bu şekilde düzeltilerek tarafların süresi içerisinde tashihi karar talebinde bulunmadıklarından 10.09.2012 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez; aynı gerekçelerle, üst ve sair hakları saklı kalmak kaydı ile 96.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans oranında ticari faizi ile birlikte davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nden tahsiline karar verilmesi istemi ile idari yargıda dava açmıştır.

ŞANLIURFA 1. İDARE MAHKEMESİ: 17.02.2015 gün ve E:2013/1708 sayılı gönderme kararında özetle; davacıların tazminat talebinin dayanağı olan tek taraflı trafik kazasının idarenin bakım ve onarımından sorumlu olduğu karayolu üzerinde meydana geldiğini, 2918 sayılı Kanun’un 6099 sayılı Kanun ile değişik 110.maddesi hükmü gereği anılan kanundan doğan sorumluluk davasının adli yargıda görülmesi gerektiğini, bu durumda uyuşmazlığın 2918 sayılı Kanun ile davalı idareye yüklenen sorumluluktan kaynaklandığını, anılan Kanun hükmü gereğince davanın görüm ve çözümünün adli yargının görevine girdiğini gerekçe göstererek; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 06.04.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:  Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esasın incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un adli yargı, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların murislerinin trafik kazasında hayatını kaybetmesinden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.  

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyaların incelenmesinden; davacıların murisleri olan Y.E., S.E., U.E., E. E., M. N. E.’nin, Y. E.’nin sevk ve idaresindeki 33 ET 290 plakalı aracın Birecik-Şanlıurfa karayolu Birecik gişelerinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu hayatlarını kaybetmelerinde davalı idarenin gerekli ışıklandırma, işaretleme yol çökmesi ve diğer gereken tedbirleri almadığından sorumlu olduğu iddiası ile 96.000 TL maddi ve manevi tazminatın ödenmesi istemiyle davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısiyle 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Şanlıurfa İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile, Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03.11.2009 gün E:2009/418, K:2009/680 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Şanlıurfa İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ İLE, Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03.11.2009 gün E:2009/418, K:2009/680 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 06.04.2015 gününde üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

 

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi