1. Hukuk Dairesi 2016/7270 E. , 2019/2299 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ..."ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan ..."ın ... ada ... parselde bulunan 7 nolu bağımsız bölümü davalı kızı ..."e, 8 nolu bağımsız bölümü davalı kızı ..."e satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek taşınmazların tapusunun iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, kendi kazançları ile taşınmazın satın alınmasına katkı sağladıklarını, daireleri kaba inşaat halindeyken satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."ın 12.12.2004 tarihinde ölümüyle geride mirasçı olarak davacı oğlu ... ile davalı kızları ... ve ...in kaldıkları, mirasbırakanın çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazda 34/420 arsa payına karşılık gelen 7 nolu bağımsız bölümü 680.000 TL karşılığında davalı kızı Nermin"e, 34/420 arsa payına karşılık gelen 8 nolu bağımsız bölümü 680.000 TL karşılığında davalı kızı ..."e 24.12.1987 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, üzerinde kalan 352/420 paydan 284/420 payı davacı oğlu ..."a 17.10.1995"te hibe ettiği, kalan 68/420 paydan 34/420 payı ise dava dışı ..."ya 26.05.2003 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, 34/420 payın halen mirasbırakana ait olduğu, davalı ..."in dava devam ederken 7 nolu bağımsız bölümü dava dışı ... "ye satış suretiyle temlik ettiği, davacının bu taşınmaz yönünden talebini tazminata dönüştürdüğü anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının duruksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Bu kapsamda 6100 sayılı HMK"nın 190. maddesi ile TMK"nın 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.
Somut olaya gelince, mirasbırakan her ne kadar davalılara 34/420"şer payını satış suretiyle temlik etmiş ise de, 284/420 payını da 17.10.1995 tarihinde davacı oğluna hibe etmiştir. Mal kaçırma kastıyla hareket eden mirasbırakanın davacı oğluna bağış yoluyla temlik yapması düşünülemez. Davacı muvazaa iddiasını yöntemince kanıtlayabilmiş değildir.
Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.