20. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/977 Karar No: 2020/1309 Karar Tarihi: 11.03.2020
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/977 Esas 2020/1309 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2020/977 E. , 2020/1309 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı şirket tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Çekişmeli ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 17 ada 73 parsel sayılı 5.086,65 m2 yüzölçümlü ve arsa niteliğindeki taşınmaz davalı şirket adına tapuda kayıtlıdır. Davacı ... Yönetimi dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığından tapu kaydının iptali ile Devlet ormanı vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 17 ada 73 numaralı parselin davalı adına olan tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında 3 numaralı Orman Tahdit Komisyonu tarafından 3116 sayılı Kanuna göre Devlet ormanlarının sınırlandırılması çalışmaları yapılmıştır. Sınırlandırılan ormanlara ait çalışmalar aynı yıl Resmi Gazetede ilan edilmiş ve kanuni süresi içinde kesinleşmiştir. Ardından 1986 yılında aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması yapılmış, ilanın ardından 22/10/1987 tarihinde kesinleşmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişileri tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/03/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.