Esas No: 2019/11135
Karar No: 2022/2870
Karar Tarihi: 30.05.2022
Danıştay 10. Daire 2019/11135 Esas 2022/2870 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/11135 E. , 2022/2870 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/11135
Karar No : 2022/2870
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği / …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 17/04/2019 tarih ve E:2016/3420, K:2019/3008 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Diyarbakır ili, Eğil ilçesi, … köyünde bulunan, … ada, … nolu parselin 28.524,68 m²'lik kısmı ile … ada, … nolu parselin 21.677,05 m²'lik kısmının, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesine rağmen, tescilin yapılmamasına ilişkin Diyarbakır Kadastro Müdürlüğü Ergani Kadastro Biriminin … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; gayrimenkulün aynına ilişkin olarak verilen yargı kararının kesinleşmesinden önceki bir tarihte yapılan kadastro çalışmaları sonucunda tescil edilmek suretiyle uyuşmazlık konusu taşınmazların hukuki statüleri değiştiğinden ve söz konusu tescilin idare tarafından re'sen terkinine hukuki imkan bulunmadığından, hükmen tescilin, mevcut tescillerin yine bir mahkeme kararı ile iptali halinde mümkün olabileceği, aksi durumun ise, mükerrer tescile neden olacağı, yargı kararının, idare tarafından uygulanması hususunda hukuki ve fiili imkansızlık bulunması karşısında, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.
KARAR_DÜZELTME
TALEP_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu taşınmazlara ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği, kesinleşen mahkeme kararlarının makul sürede uygulanmamasının, mülkiyet ve mahkemeye erişim hakkının ihlaline neden olduğundan bahisle yapılan bireysel başvuru neticesinde, Anayasa Mahkemesinin 20/03/2019 tarih ve 2015/9814 başvuru numaralı kararıyla, mülkiyet ve mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verildiği, yeniden yargılama yapılması gerekmiyorsa konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararına uygun şekilde dava konusu taşınmazların davacı adına tescilinin yapılıp yapılmadığının araştırılması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 17/04/2019 tarih ve E:2016/3420, K:2019/3008 sayılı kararı kaldırılarak davacının temyiz istemi yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
1- 30/04/1987 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmalarında dava konusu Diyarbakır ili, Eğil ilçesi, … köyünde bulunan, … ada, … nolu parselin 28.524,68 m²'lik kısmı ile … ada, … nolu parselin 21.677,05 m²'lik kısmının, … köyü kadastro alanının dışında bırakıldığı, davacının kadastro tespitinden sonra tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlara malik sıfatıyla aralıksız ve çekişmesiz 20 yıl boyunca zilyet olması sebebiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi kapsamında kendi adına tescil yapılması talebiyle, 29/07/2009 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davada yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde, ilgili taşınmazların orman niteliğinde olmadığı ve zilyetlik şartlarının da sağlandığı gerekçesiyle 01/07/2010 tarihinde taşınmazların tarla ve bağ vasfında davacı adına tesciline karar verildiği,
2- Bu kararın temyiz incelemesi devam ederken, dava konusu taşınmazların bulunduğu … köyünün bitişiğindeki … ilçesine bağlı … köyünde 2011 yılında yapılan kadastro çalışmalarında, dava konusu taşınmazlardan … ada, … nolu parselin orman vasıflı olarak, … ada, … nolu parselin ise ham toprak vasfında Hazine adına tespit edildiği ve bu tespitlerin 21/06/2011 tarihinde kesinleşmesiyle tapuya Hazine adına tescilin yapıldığı, 25/06/2012 tarihinde ise … Asliye Hukuk Mahkemesinin dava konusu taşınmazların davacı adına tescili kararının, Yargıtay … Hukuk Dairesince onandığı ve karar düzeltme yoluna başvurulmayarak 08/10/2012 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme şerhinin düzenlenmesi üzerine, 01/11/2012 tarihinde söz konusu kararın … Asliye Hukuk Mahkemesince Dicle Tapu Müdürlüğüne gönderildiği,
3- Bunun üzerine Ergani Kadastro Birimince 21/01/2013 tarihinde dava konusu taşınmazların Hazine adına olan tescillerinin terkini hususunda muvafakatının bulunup bulunmadığının Ergani Malmüdürlüğüne sorulduğu ve adı geçen Malmüdürlüğünce 12/04/2013 tarihinde muvafakatlarının bulunmadığının bildirdirildiği, daha sonra konunun intikal ettiği Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce 06/03/2015 tarihinde konuya ilişkin olarak, taşınmazların başvurucu adına tesciline dair mahkeme kararının uygulanması durumunda, aynı taşınmazların kadastro sonucu Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle mükerrerliğe yol açılacağı, dolayısıyla taşınmazların tapu kütük sayfalarının beyanlar hanesine tescile yönelik mahkeme kararının bulunduğu yönünde bir kayıt düşülerek, başvurucuya tapu iptali ve tescil davası açabileceğinin belirtilmesi gerektiği yönünde değerlendirme yapılıp, bunun ilgili birime bildirildiği, bu bildirime uygun olarak tesis edilen Ergani Kadastro Biriminin … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 138. maddesinin 4. fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği; 153. maddesinin 6. fıkrasında ise, Anayasa Mahkemesi kararlarının Resmî Gazete'de hemen yayımlanacağı ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı hüküm altına alınmıştır.
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 66. maddesinin 1. fıkrasında, Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğu, bu kararların Devletin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı hükmüne yer verilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde, tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz malın, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edileceği kuralına yer verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinde, tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişinin, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebileceği kuralı bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından dava konusu Ergani Kadastro Biriminin … tarih ve … sayılı işlemine karşı 15/07/2015 tarihli dilekçeyle bakılan dava açılmadan önce, 09/06/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru neticesinde, Anayasa Mahkemesi tarafından 01/05/2019 tarih ve 30761 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 20/03/2019 tarih ve 2015/9814 başvuru numaralı kararıyla; mahkemeye erişim hakkının, bir mahkeme kararı vasıtasıyla yalnızca hak sahipliğinin tanınmasını güvence altına alan teorik bir hak olmadığı, aynı zamanda kararın icra edileceğine dair meşru bir beklentiyi de içerdiği, bu kapsamda 29/07/2009 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, 01/07/2010 tarihinde verilen davanın kabulü ve dava konusu taşınmazların davacı adına tapuya kaydı ve tescili kararının, 08/10/2012 tarihinde kesinleşmesiyle, Anayasanın 138. maddesi gereği bu karara uygun olarak işlem tesis etmekle mükellef olan idare tarafından, söz konusu kesinleşmiş yargı kararına aykırı bir yaklaşımla, davacı adına tescil yapılabilmesi için tapu iptal ve tescil davası açma yolunun gösterilmesinin, mülkiyet hakkını ve mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğine ve yargı kararının en kısa sürede icra edilerek söz konusu taşınmazların davacı adına tescilinin yapılması için kararın bir örneğinin Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne gönderilmesine hükmedildiği görülmektedir.
Bu durumda, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen mezkur karar ve bu kararın bağlayıcılığına ilişkin metnine yukarıda yer verilen Anayasa'nın 153. maddesinin 6. fıkrası ile 6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin 1. fıkrası karşısında, hak ihlali mahiyetinde olan dava konusu işlemin hukuka uygun olduğundan söz edilemeyeceğinden, dava konusu işlemde hukuka aykırılık olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, İdare Mahkemesi tarafından, dava konusu taşınmazların Anayasa Mahkemesi kararı sonrası davacı adına tescil edilip edilmediğinin araştırılması suretiyle, davanın konusuz kalma durumu değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği de açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 30/05/2022 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Danıştay Dava Daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulamaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir.
Dosyadaki belgeler ile iddiaların incelenmesinden; düzeltme istemine konu Daire kararının hukuka ve usule uygun olduğu, düzeltilmesini gerektirecek bir halin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacının karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla aksi yöndeki Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.