Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2017/2968
Karar No: 2022/2893
Karar Tarihi: 30.05.2022

Danıştay 10. Daire 2017/2968 Esas 2022/2893 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2017/2968 E.  ,  2022/2893 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2017/2968
    Karar No : 2022/2893

    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : … ve …'a velayeten,
    kendisine asaleten …
    VEKİLLERİ : Av. …

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
    (… Genel Komutanlığı)
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… (… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…) sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacılar tarafından, yakınları J. Uzm. Çvş. …'ın Hakkari Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığında görev yaptığı 17/08/2011 tarihinde Hakkari-Çukurca karayolunda askeri konvoya, anti tank mayınları ve roketatarlarla düzenlenen saldırı neticesinde şehit olmasında idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek davacılardan … için 162.400,00 TL maddi, 125.000,00 TL manevi, … için 42.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, … için 60.200,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesince, davacılar yakınının 17/08/2011 tarihinde Hakkari ili, Merkez ilçesi, … Köyü, Hakkari-Çukurca karayolunda terör örgütü mensuplarınca yola döşenen el yapımı patlayıcının patlaması neticesinde şehit olmasına ilişkin olayın görevin ifası sırasında meydana gelmiş olması nedeniyle uygun illiyet bağı bulunduğu, idareye yüklenebilir bir kusur bulunmamakla birlikte, ortaya çıkan zararın kusursuz sorumluluk ilkesi gereği davalı idarece karşılanması gerektiği, davacıların maddi zararlarının tespit edilebilmesi için yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 11/01/2016 tarihli raporun hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu gerekçesiyle ...'ın 137.978,00 TL maddi tazminat isteminin kabulü ile diğer davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine, eş ... için 19.000,00 TL, ödenen nakdi tazminat tutarları dikkate alınarak çocuklar ... için 4.500,00 TL, ... için 4.500,00 TL manevi tazminat isteminin kabulüne, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine, hükmedilen maddi tazminata vazife malullüğü aylığının bağlandığı 15/09/2011 tarihinden, manevi tazminata olay tarihi olan 17/08/2011 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
    Davacılar tarafından, destekten yoksun kalma zararlarına ilişkin maddi tazminat istemlerinin belirlenmesinde 5434 sayılı Kanun'un Ek 79. maddesi kapsamında yapılan ek ödemenin yarar olarak kabul edilemeyeceği, karara esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğu, yaşanan olay karşısında hükmedilen manevi tazminat tutarının yetersiz kaldığı ileri sürülmektedir.
    Davalı idare tarafından, dava konusu olay nedeniyle hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarının yüksek olduğu, idarelerine atfı kabil bir kusur bulunmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

    TARAFLARIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 1. maddesi hükmü gereğince, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin kapatılmasıyla Danıştay'a ve idare mahkemelerine gönderilen dosyalara ilişkin uyuşmazlıkların çözümünün, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na tabi olması nedeniyle işin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    MADDİ OLAY :
    Davacılar tarafından, ...'ın eşi, ... ve ...'n ise babası olan J. Uzm. Çvş. ...'ın 17/08/2011 tarihinde teröristlerce bomba patlaması sonucu şehit olduğu, müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, zararlarının karşılanması için 02/04/2012 tarihinde yapılan yapılan başvurularının dava açma süresi içinde cevap verilmemek suretiyle reddedildiği belirterek, davacılardan ... için 162.400,00 TL maddi, 125.000,00 TL manevi, ... için 42.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, ... için 60.200,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
    Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısında, davacılara 15/09/2011 tarihinden itibaren 3713 sayılı Kanun'un 21. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca 1. derece T.S.K. vazife malullüğü aylığı bağlandığı bildirilmiştir.
    Mahkemece hükme esas alınan 11/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplama neticesinde, davacılardan ...'ın 137.978,00 TL maddi zararının bulunduğu, diğer davacıların maddi zararlarının bulunmadığı belirlenmiştir.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
    İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    Kusursuz sorumluluk, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin görevini yaparken, görevi nedeniyle uğramış olduğu zararların da kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmini gerekmektedir.
    3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 21. maddesinde, "Kamu görevlilerinden yurtiçinde ve yurtdışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak yaralanan, engelli hale gelen, ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Ayrıca; a) Malul olanlarla, ölenlerin aylığa müstehak dul ve yetimlerine bağlanacak aylığın toplam tutarı, bunların görevde olan emsallerinin almakta oldukları aylıklardan; emekli olanların öldürülmeleri halinde ise, dul ve yetimlerine bağlanacak aylığın toplam tutarı ve Kanuna göre kendisine bağlanabilecek emekli aylığından az olamaz. Yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak ve başkasının yardım ve desteğine muhtaç olacak derecede malül olanlar ile ölenlerin dul ve yetimlerine en yüksek devlet memuru aylığı üzerinden, diğerlerine mevcut aylıkları üzerinden, 30 yıl hizmet yapmış gibi emekli ikramiyesi ödenir. Bu bent hükümlerine göre ilgililere fazla olarak yapılan ödemeler, faturası karşılığı ilgili sosyal güvenlik kuruluşlarınca Hazineden tahsil edilir..." hükmü yer almaktadır.
    2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'un ''Aylık bağlanması'' başlıklı 4. maddesinde, bu Kanun kapsamına girenlerden, ölenlerin kendilerine bağlanması gereken görev malullüğü aylığının, dul ve yetimlerine intikal ettirileceği, bu madde gereğince ilgili sosyal güvenlik kurumlarınca kendi mevzuatlarına göre bağlanan aylıkların % 25 oranında artırılmak suretiyle ödeneceği; "Nakdi tazminat ve aylığın etkisi" başlıklı 6. maddesinde ise, bu Kanun hükümlerine göre ödenecek nakdi tazminatın, uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığı olduğu; yargı mercilerinde maddi ve manevi zararlar karşılığı idarelerin ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu Kanun hükümleri uyarınca ödenen nakdi tazminatın göz önünde tutulacağı hükme bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    A) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin kısmının incelenmesi :
    Dosya kapsamında yer alan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısında, dava konusu olay nedeniyle davacılara 15/09/2011 tarihinden itibaren 3713 sayılı Kanun'un 21. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteveffanın görevdeki emsalinin aylığı tutarında 1. derece T.S.K. vazife malullüğü aylığı bağlandığı bildirilmiştir.
    3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu hükümlerine göre davacılara bağlanan vazife malullüğü ölüm aylığı, şehit olan davacılar yakınının görevdeki emsali uzman çavuşun görev aylığı kadar olduğundan, davacıların herhangi bir maddi zararı bulunmamakta olup, Mahkemece hükme esas alınacak nitelik ve yeterlilikte olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak ...'ın maddi tazminat isteminin kısmen kabulü, diğer davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine ilişkin verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.

    B) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararının manevi tazminata ilişkin kısmının incelenmesi :

    Manevi tazminat, kişinin malvarlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın, şekilde belirlenmesi gerekmekte ise de, tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın ağırlığını ortaya koyacak, duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeye yarayacak bir miktarda olması gerekmektedir.
    Temyiz konusu Mahkeme kararında, dava konusu olay nedeniyle davacılardan ...'ın 125.000,00 TL manevi tazminat isteminin 19.000,00 TL'lik kısmı, ...'ın 100.000,00 TL manevi tazminat isteminin 4.500,00 TL'lik kısmı, ...'ın 100.000,00 TL manevi tazminat isteminin 4.500,00 TL'lik kısmının kabulü ile fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş ise de; dava konusu olay nedeniyle davacıların yakınlarının 32 yaşında şehit olduğu, ...'ın genç yaşta dul kaldığı, ...'ın henüz 6 yaşında ve ...'ın 4 yaşında babasını kaybettiği göz önünde bulundurulduğunda, davacıların tüm hayatları boyunca yaşayacağı acı ve üzüntü nedeniyle manevi varlıklarında meydana gelen zararın giderilebilmesi için makul ve hakkaniyetli bir miktarda manevi tazminata hükmolunması gerekirken, (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesince takdir edilen toplam 28.000,00 TL manevi tazminatın yaşanan olay karşısında yetersiz olduğu sonucuna varılmıştır.

    C) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararının, faiz başlangıç tarihine ilişkin kısmının incelenmesi :
    Faiz; en basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, idarenin temerrüde düştüğü tarihten tazminatı ödediği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuna göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun, uyuşmazlık bakımından ön karar başvurusunda bulunulduğu tarihteki haliyle 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almaktadır.
    Anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
    Bakılmakta olan davada da Danıştay'ın yerleşik içtihatlarında yer aldığı üzere, faizin başlangıç tarihine, davalı idarenin temerrüde düştüğü, dolayısıyla davacıların idareye başvurdukları tarih yerine, maddi tazminat için aylık başlangıç tarihinin, manevi tazminat için olay tarihinin esas alınmasında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacıların temyiz istemlerinin KABULÜNE, davalı idarenin temyiz isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
    2. Temyize konu (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… (... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…) sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, davanın görüm ve çözümünde yetkili olan VAN İDARE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE; kararın Ankara 5. İdare Mahkemesine ve taraflara bildirilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi