14. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/5646 Karar No: 2018/1263 Karar Tarihi: 20.02.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/5646 Esas 2018/1263 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, kadastro mülkiyet durumunun ihyası için tapu iptali ve tescil talebini içermektedir. 40 ada 51 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda imar uygulaması yapılmış ve taşınmazın sınırları üzerinde imar parselleri oluşturulmuştur. Davacı, söz konusu taşınmazın önceki malikinin 1998/594 Esas sayılı dosyası ile kadastral parselin ihyası ve imar öncesi duruma dönülmesinin istendiğini belirterek, 647 ada 12 parselin davalıların adına olan tapu kaydının iptal edilmesini istemiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri olan kaydın illetten mücerret olmaması ilkesine uygun olarak, imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği belirtilmiştir. Bu nedenle, dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası gerekmektedir. Ayrıca, kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin
14. Hukuk Dairesi 2017/5646 E. , 2018/1263 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.09.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Belediyesi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Davacı Hazine vekili, dava konusu 40 ada 51 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda ... Belediye Encümeninin 31.12.1991 tarih, 2058 nolu kararına istinaden imar uygulaması yapıldığını, imar uygulaması neticesinde 40 ada 51 parsel sayılı taşınmaz sınırları üzerinde 647 ada 11 ve 12 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu, taşınmazın önceki maliki ... tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/594 Esas sayılı dosyası ile kadastral parselin ihyası ve imar öncesi duruma dönülmesinin istendiğini, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek 40 ada 51 parselin imar uygulamasından önceki durumları ile tapuya tesciline karar verildiğini, ancak alınan kararda 647 ada 12 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulmadığından tapuda işlem yapılamadığını belirterek 647 ada 12 parselin davalılar adına olan tapu kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili ve ... vekili, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır. Öte yandan, imar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin bu davalarda, taraflar arasında mülkiyet ihtilafının bulunmadığı; davacının talebinin kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gözetilerek, hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması ve ayrıca yargılama gideri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden iptal edilen idari işlemi yapan davalı ..."nin sorumlu tutulması gerekir. Somut olayda; 647 ada 12 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden olan ...’in 24.01.1998 tarihinde; ... nin ise 30.06.1966 tarihinde vefat ettikleri anlaşılmaktadır. Davacı tarafca ...t mirasçılarından ... ve ...; ... mirasçılarından ise ..., ... ve ..."ye dava yöneltilmiştir. Mahkemece tapu kayıt maliklerinden ..."in mirasçılık belgesinin temini için davacı vekiline süre ve yetki verilip, sonrasında ölü kayıt maliki ... ve ... "in davaya dahil edilmemiş mirasçıları belirlenerek davaya dahil edilip savunma ve delilleri toplanıldıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği düşünülmeksizin işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.