
Esas No: 2019/2695
Karar No: 2019/4969
Karar Tarihi: 01.07.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/2695 Esas 2019/4969 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., 535 parsel sayılı taşınmazdan hükmen ifraz edilerek tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün adına tescili istemiyle, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 05.02.2015 tarihli raporu ve ekindeki krokide kırmızı çizgiler ile sınırları gösterilen 24.989,62 metrekarelik bölümün ahır ve bahçesi vasfıyla davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde, davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Kadastro sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 535 parsel sayılı 172.500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı uyarınca sulu tarla vasfıyla ... ve müşterekleri adına tespit edilmiş, taşınmazın tespitine itiraz edilmesi üzerine, Diyarbakır Kadastro Mahkemesinin 1972/53 Esas, 1998/126 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonunda, taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 72.500,00 metrekarelik bölümünün taşlık olarak tescil harici bırakılmasına, kalan 100.000,00 metrekarelik bölümünün ise aynı vasıfla ... ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiş, söz konusu karar 10.11.1999 gününde temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı ..., 535 parsel sayılı taşınmazdan hükmen ifraz edilerek tescil harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemiyle, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak 05.04.2013 gününde dava açmıştır. Dava konusu taşınmazın hükmen tescil harici bırakıldığı 10.11.1999 tarihi ile eldeki davanın açıldığı 05.04.2013 tarihi arasında, 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen 20 yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden dahili davalıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.07.2019 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.