Esas No: 2020/2223
Karar No: 2022/3886
Karar Tarihi: 30.05.2022
Danıştay 5. Daire 2020/2223 Esas 2022/3886 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Danıştay Beşinci Dairesi, kamu görevinden çıkarılan davacının göreve iade talebiyle başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddetti. Davacı, hiçbir somut gerekçe olmaksızın, soruşturma yapılmaksızın ve savunma hakkı tanınmaksızın kamu görevinden çıkarıldığı iddiasında bulundu. Davalı idarenin savunmasında ise temyiz isteminin reddi gerektiği savunuldu. Danıştay Beşinci Dairesi, mümkün olmayan bir durum olarak nitelendirdiği davacının yargılama süreci devam eden hapis ceza davasının davacı aleyhine bir durum olarak değerlendirilemeyeceğine karar vererek, İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle temyiz istemini reddetti. Kararda belirtilen kanun maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. ve 335. maddeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. ve 50. maddeleri.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2223
Karar No : 2022/3886
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ...
Karşı Taraf (Davalı) : ... Bakanlığı / ANKARA
Vekili : Huk. Müş. ...
İstemin Özeti : Polis memuru olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun açıklamalı olarak (İdare Mahkemesi kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilerek) reddine ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Hiçbir somut gerekçe olmaksızın, soruşturma yapılmaksızın ve savunma hakkı tanınmaksızın kamu görevinden çıkarıldığı, kamu görevinden çıkarılmanın ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, aynı eylem ve faaliyetler nedeniyle ikinci bir yargılamanın yapılamayacağı, kamu görevinden çıkarılması işlemine karşı sonradan başvuru yolunun getirilmesinin ilk verilen kararın kesin nitelikli olma özelliğini ortadan kaldırmayacağı, FETÖ/PDY yapılanmasının terör örgütü ilan edilme süreci ve terör örgütü üyeliği suçlaması açısından sorumluluğun başlangıç tarihinin net olmadığı, 15 Temmuz 2016 tarihinden sonraki eylemleri nedeniyle sorumlu tutulabileceği, bu tarihten önceki eylemlerin dayanak alınmasının suç ve cezaların geriye yürümezliği ilkesini, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesini, hukuk devleti ilkesini, hukuki güvenlik ilkesini ve bu ilkelerden yararlanmada ayrımcılık yasağını ihlal ettiği, terör örgütü üyeliğinin kast ile işlenebilen bir suç olduğu, isnat edilen eylemin suçun maddi ve manevi unsurları bakımından gerçekleşmediği, şüpheden sanık yararlanır ilkesinin göz ardı edildiği, Kanun Hükmünde Kararnamenin TBMM İç Tüzüğü'nün 128. maddesi gereğince 30 gün içerisinde TBMM Genel Kurulunda görüşülmediği, geçici olmayan ve nihai sonuç doğuran bir tedbir olduğu, Kanun Hükmünde Kararnamenin şekil ve süre unsurları bakımından hukuka aykırılık teşkil ettiği, ömür boyu kamu görevinde çalışamama gibi son derece ağır ve sivil ölüme yol açan bir ceza verilemeyeceği, dava konusu işlemin unsurları bakımından hukuka aykırı olduğu, bir daha kamu görevine alınmamak üzere ihraç olması sonucunda maaş, emeklilik ve sosyal güvencelerden yoksun kalmasıyla mülkiyet hakkının ihlal edildiği, dava konusu işlem ile adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi, mahkemeye erişim hakkı, bağımsız ve tarafsız mahkeme önünde yargılanma hakkı, savunma hakkı, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi, sosyal devlet ilkesi, ölçülülük ilkesi, insanlık dışı muamele yasağı gibi Anayasa, AİHM ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alınan birçok hakkının ihlal edildiği iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Her ne kadar İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde, davacının ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... sayılı esasında görülen ceza davasında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hapis cezası ile cezalandırıldığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de davacının mahkumiyet kararı henüz kesinleşmemiş olduğundan, yargılama süreci devam eden ceza davasının davacı aleyhine bir durum olarak değerlendirilmesi; bu ceza yargılamasının konusunun davacının terör örgütü üyeliği ile ilgisi olması nedeniyle masumiyet karinesi gereğince mümkün değildir.
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 30/05/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.