16. Hukuk Dairesi 2019/2547 E. , 2019/4967 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 137 ada 3 parsel sayılı 422,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın 1989 yılından beri ... evlatları ..., ... ve ...’ların kullanımında olduğu, taşınmazın üzerinde bulunan 2 adet 1’er katlı ahşap binanın müştereken ... evlatları ..., ... ve ... tarafından 1990 yılında yapıldığı şerhi yazılarak; 137 ada 4 parsel sayılı 417,37 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın 1989 yılından beri ... evlatları ..., ... ve ...’ların kullanımında olduğu, taşınmazın üzerinde bulunan 4 katlı betonarme binanın müştereken ... evlatları ..., ... ve ... tarafından 1990 yılında yapıldığı şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., dava konusu taşınmazların kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu, ...’in taşınmazlarda kullanımı bulunmadığını ileri sürerek, ... lehine verilen zilyetlik şerhlerinin iptali ve taşınmazların müştereken kendi kullanımlarında olduğunun şerhine karar verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu 137 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarındaki kullanım şerhlerinin ayrı ayrı iptaline, 137 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine "İş bu taşınmaz 1989 yılından beri ... evlatları ... ve ..."ın kullanımındadır" şerhi yazılmasına ve taşınmaz üzerinde bulunan 2 adet birer katlı ahşap binanın müştereken ... evlatları ... ve ... tarafından 1990 yılında yapıldığının tespiti ile yine bu hususun taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine yazılmasına; 137 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine "İş bu taşınmaz 1989 yılından beri ... evlatları ... ve ..."ın kullanımındadır" şerhi yazılmasına ve taşınmaz üzerinde bulunan 4 katlı betonarme binanın müştereken ... evlatları ... ve ... tarafından 1990 yılında yapıldığının tespiti ile yine bu hususun taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 137 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların davacılar ... ve ...’ın fiili kullanımında bulunduğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Kullanım kadastrosu sırasında, dava konusu 137 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesine, taşınmazların “... evlatları ..., ... ve ...’ın” kullanımında olduğu ve yine taşınmazlar üzerindeki muhdesatların adı geçenlere ait bulunduğuna dair şerh verilmiştir. Davacılar ... oğlu ... ile ... oğlu ..., dava konusu taşınmazların kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu, şerh sahibi ...’in taşınmazlarda kullanımı bulunmadığını ileri sürerek dava açmışlardır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları; davacıların amca çocukları olduğunu, şerh sahibi ...’in, davacılardan ...’in babası olduğunu, taşınmazların davacılar tarafından kullanıldığını beyan etmişler ancak mahkemece, şerh sahibi ... oğlu ...’ın, davacılardan ... oğlu ... ile, yine şerh sahibi ... oğlu ...’ın, davacı ...’ın babası olan ... oğlu ... ile aynı kişiler olup olmadığı araştırılmamıştır. Hal böyle olunca; öncelikle, Nüfus Müdürlüğünden “... oğlu ...” ve “... oğlu ...” isminde şahısların var olup olmadığı araştırılmalı, yine aynı konuda kolluk araştırması yaptırılmalı, bundan sonra taşınmaz başında yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazların tespit tarihinde ve öncesinde kimin fiili kullanımında bulunduğu sorulup saptanmalı; bilirkişiler ve taraf tanıkları beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; teknik bilirkişiden keşfi izlemeye elverişli rapor aldırılmalı; şerh sahibi ... oğlu ...’ın, davacılardan ... oğlu ... ile, yine şerh sahibi ... oğlu ...’ın, davacı ...’ın babası olan ... oğlu ... ile aynı kişiler olup olmadığı tereddütsüz olarak belirlenmeli; aynı kişiler olmadıklarının anlaşılması halinde, lehine kullanım şerhi verilen ... oğulları ... ve ...’ın davada taraf olması gerekeceği göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek yetersiz araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.