Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/8788 Esas 2019/2286 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8788
Karar No: 2019/2286
Karar Tarihi: 01.04.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/8788 Esas 2019/2286 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/8788 E.  ,  2019/2286 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Davacılar, mirasbırakanları ...’in, ... parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını davalı ikinci eşi ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, murisin taşınmazını satmasını gerektirir bir durumunun olmadığı gibi davalının da taşınmazı satın alacak maddi gücünün bulunmadığını, murisin tek malvarlığı olan taşınmazını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
    Davalı, mirasbırakanın çevreye borçlarının olması sebebiyle paraya ihtiyacı olduğunu, muris ile evlenmeden önce edindiği bir taşınmazını satarak o dönem parasını vadeli hesaba yatırdığını ve murisin borçlarını ödeyebilmesi için banka hesabından para çekip verdiğini bunun karşılığında da taşınmazın devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1930 doğumlu mirasbırakan ...’in 19.07.1999 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacılar ve davalı ikinci eşinin kaldığı, mirasbırakanın çekişme konusu 4726 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını 18.08.1989 tarihinde davalı ikinci eşine satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 190. Maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
    Somut olaya gelince, dinlenen davacı tanıkları temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığı yönünde beyanda bulunmamışlardır. Kayıtlar üzerinde yapılan incelemede davalının 13.08.1986 tarihinde bir taşınmazını sattığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davalının savunması kayden doğrulandığı gibi, davalı tanıkları da işlemin gerçek satış olduğunu bildirmişlerdir. Tüm bu açıklamalar karşısında temlikin muvazaalı olduğu kanıtlanmış değildir.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Kabule göre de; pay oranında iptal ve tescil istendiği halde, taşınmazın tamamı üzerinden davacı taraf yararına fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nin 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.