13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2030 Karar No: 2017/8943 Karar Tarihi: 03.10.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/2030 Esas 2017/8943 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/2030 E. , 2017/8943 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı avukata .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/114 D.İş sayılı dosyası ile açmış olduğu ihtiyati haciz başvurusunun teminatı olarak 195.000,00 TL ödediğini, davalı avukatın kendisi adına mahkeme veznesine yatırmış olduğu 195.000,00 TL"yi 30.10.2013 tarihinde iade aldığını, ancak aradan geçen sürede bu parayı iade etmediğini, bunun üzere davalı aleyhine Anadolu 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/1717 esas sayılı dosyasıyla takip başlattığını, borçlu davalı mahkeme veznesine yatırılan teminatın kendi parası olduğunu iddiasıyla takibe itiraz ederek takibi durduğunu bu nedenle İtirazın iptali ile davalı aleyhine alacağın %20"sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o İşlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Davacı 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici sıfatını taşımamaktadır. Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir.. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki vekalet ilişkisinde davacının ticari amaçla hareket ettiği, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olmadığının kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalmadığına göre davaya bakmaya genel mahkemeler görevlidir. Mahkemenin işin esasına girerek hasıl olacak sonuca uygun karar vermesi gerekirken değinilen bu yönü göz ardı ederek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-3 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.