
Esas No: 2017/33094
Karar No: 2020/10585
Karar Tarihi: 22.10.2020
Dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/33094 Esas 2020/10585 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıkların dolandırıcılık suçundan; CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatine,
Özel belgede sahtecilik suçundan; TCK’nın 207/1, 62, 51. maddeleri uyarınca ayrı ayrı erteli mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından ve özel belgede sahtecilik suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler ise sanıklar müdafiileri ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan ve sanıkların.... Turizm Hizm. Ltd. Şti."de ortak oldukları, 10/03/2008 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanan ortaklar kurulu kararıyla katılan ..."ın münferit imzayla şirketi temsile yetkili olduğunun ilan edildiği ancak şirketin 07/10/2010 tarihinde alınan kararıyla, şirket müdürlüğüne sanık ..."un seçilerek, münferit imzayla şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı, bu kararın da 15/10/2010 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı, katılanın karar tarihinde cezaevinde bulunduğunu, böyle bir karara imza atmadığını, bu karar ile firmanın 100 adet aracından 2"si hariç tamamının satıldığını ve hissesine oranla 200.000 TL zarara uğratıldığını beyan ederek şikayetçi olduğu ve bu şekilde sanıkların özel belgede sahtecilik ile dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddia olunan somut olayda;
1) Sanıklar hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanıklar müdafiilerinin ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar savunması, katılan beyanı, tanıklar beyanı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; suça konu belgedeki imzanın atıldığı tarihte katılanın cezaevinde olduğu, karar defterinde bulunan 07/10/2010 tarihli ortaklar kurulu kararındaki ... adına atılı imzanın katılanın eli mahsülü olmadığı, imzanın üçüncü bir şahıs tarafından atılmış ya da üçüncü bir şahsa attırılmış olabileceği ve ayrıca özel olarak oluşturulan bu sahte belgenin sanıklar tarafından kullanılmış olmasının da suçun oluşmasında yeterli olduğu, sanıkların belgenin sahte olduğunu bilmediklerini savundukları ancak katılanın kardeşi ...’ın dosyada mevcut beyanına göre, katılana cezaevinde imzalatmak amacıyla sanıklardan hiçbir evrak almadığını, imzalatmadığını ve kendisinin de imzalamadığını beyan ettiği, yine bir süre firmada sekreter olarak çalışan tanık...."ın da, sanıkların bir çok evrakta benzer şekilde katılanın imzasını taklit ettiklerini beyan etttiği ve tüm dosya içeriğine göre sanıkların üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluştuğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar müdafiilerinin ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 51/3-4-5-6. madde fıkralarında, cezası ertelenen sanık hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirleneceği ve bu sürenin alt sınırının, mahkûm olunan ceza süresinden az olamayacağı, cezası ertelenen ve hakkında denetim süresi belirlenen sanığa bir yükümlülük yüklenip yüklenmeyeceği veya uzman kişi görevlendirilip görevlendirilmeyeceği hususunda karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, cezası ertelenen sanıklar hakkında, denetim süresi belirlenmeyerek ve denetim süresince, sanıklar hakkında, herhangi bir yükümlülük yüklenip yüklenmeyeceği veya uzman kişi görevlendirilip görevlendirilmeyeceği hususlarında karar verilmeyerek, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkralarına, “TCK"nın 51/3. maddesine göre sanıklar hakkında 1 yıl denetim süresi belirlenmesine ve TCK"nın 51/6. maddesine göre sanıkların kişiliği ile sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak, sanıklara herhangi bir yükümlülük yüklenmesine veya uzman kişi görevlendirilmesine yer olmadığına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2) Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerine ilişkin katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların üzerine atılı dolandırıcılık suçu açısından, sahte belge kullanılarak sanıklar tarafından haksız menfaat sağlanıp sağlanmadığının tespiti bakımından, suç tarihinde katılan ve sanıkların ortak oldukları .... Turizm Hizm. Ltd. Şti."ne ait ticari defter ve kayıtların dosya arasına temini ile, sahte belge kullanılarak sanıklar tarafından şirket adına yapılan satış işlemleri, kredi işlemleri vs. nedeniyle zarar meydana gelip gelmediği, zarar meydana gelmiş ise, meydana gelen zararın tespiti bakımından şirket hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre sanıkların hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde sanıklar hakkında hükümler kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.