15. Hukuk Dairesi 2014/6330 E. , 2015/6014 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :12.06.2014
Numarası :2013/194-2014/355
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, 25.02.2008 tarihli Koyunağılı kömür sahaları sondaj işleri sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu sözleşme niteliği itibarıyla zaman bakımından uygulanması gereken ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir eser sözleşmesidir. Davacı bu sözleşmenin yüklenicisi, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici davasında, EFO 22 nolu sondaj kuyusunun sondajı işinin iş bedeli karşılığının %55"ine karşılık gelen 30.04.2009 tarihli fatura bedelinin ödenmediğini, tahsili için yürütmüş olduğu icra takibine de davalı tarafından itiraz edildiğini iddia ederek, itirazın iptâli ile takibin devamına, davalı ise, davacının edimini yerine getirmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Yargılama sırasında bilirkişi raporu alınmamakla beraber, dosya içerisine getirtilen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/663 Esas ve 2012/454 Karar sayılı dava dosyasının yargılaması sırasında alınan ve bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 07.06.2012 günlü rapor ile tüm dosya kapsamından davacı yüklenicinin faturaya konu EFO 22 numaralı kuyunun sondaj işini eksiksiz ve ayıpsız olarak yaptığı, kuyunun derinliğinin takibe konu faturada belirtildiği gibi 362,40 metre olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde davacı yüklenicinin bu kuyunun sondaj bedeline hak kazandığı anlaşılmaktadır. Hak edilen iş bedelinin ise, sözleşme kapsamında kalan işler için sözleşmede belirtilen fiyatlarla, sözleşme kapsamı dışında kalan işlerde ise Borçlar Kanunu"nun 410 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca yapıldığı yıl serbest piyasa rayiç fiyatlarının dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında akdedilen ve az yukarıda sözü edilen 25.02.2008 tarihli sözleşmenin 3. maddesinde 0-200 m. arası sondaj bedelinin 90,00 TL/m., 200-350 m. arası sondaj bedelinin ise 105,00 TL/m. olacağı, aynı sözleşmenin 7. maddesinde ise bu şekilde bulunacak iş bedeline ayrıca KDV ilave edileceği belirtilmiştir. Şu halde mahkemece yapılacak iş, konusunda uzman bir bilirkişiden dosya üzerinde inceleme yaptırılarak, EFO 22 numaralı kuyunun 350 metreye kadar olan derinliğinin bedelini sözleşme fiyatlarıyla hesap ettirilmeli, hesap edilen bu bedelin %55"i saptanmalı ve saptanan bu miktara KDV ilave edilerek sözleşme kapsamındaki iş bedeli hesap ettirilmeli; geriye kalan 12,40 metre derinliğe ilişkin iş bedelini de işin yapıldığı 2009 yılı serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre hesap ettirilerek bu şekilde bulunacak sözleşme dışı iş bedelinin yine %55"i belirlenmeli, belirlenen bu bedelin içerisinde KDV"de bulunduğu dikkate alınarak ayrıca KDV ilave edilmeksizin sözleşme bedeli uyarınca bulunan iş bedeline ilave edilmek suretiyle davacının hak ettiği toplam iş bedeli saptanmalıdır. Bu yöntem uyarınca rapor alınmadan ve davalı iş sahibi tarafından takibe konu faturaya itiraz edilmek suretiyle içeriğinin kesinleşmediği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, davacı alacağı az yukarıda açıklanan bilirkişi raporuyla saptanacağından, diğer bir anlatımla alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden likid kabul edilemez. Bu itibarla, davalının icra takibine itirazında haksız olduğundan söz edilemeyeceğinden davacının icra inkâr tazminatı isteminin de reddine karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle eksik incelemeye dayalı mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 25.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.