Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4995 Esas 2018/636 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/4995
Karar No: 2018/636
Karar Tarihi: 30.01.2018

Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4995 Esas 2018/636 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, müştekinin kimlik bilgilerini kullanarak sahte olarak düzenlenen bir telefon aboneliğini kullanarak özel belgede sahtecilik suçu işlediği iddiasıyla yargılanmıştır. Mahkeme, suça konu hatta ilişkin abonelik sözleşmelerinin müştekinin bilgisi ve rızası dışında düzenlendiğine ve bu suretle sanığın sahtecilik kastı ile hareket ettiğine dair kesin ve yeterli delil bulunmadığı sonucuna varmıştır. Ancak mahkeme Elektronik Haberleşme Kanunu'nun ilgili maddeleri gözetilmeksizin hüküm kurmuştur. Bu nedenle, sanık müdafinin temyiz itirazları dikkate alınarak karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası
- 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu\"nun 56. maddesinin 4. fıkrası
11. Ceza Dairesi         2017/4995 E.  ,  2018/636 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Sanığın, müştekinin kimlik bilgilerini kullanılarak sahte olarak düzenlenen ... hat nolu telefona ait abonelik sözleşmesine istinaden ... hat nolu telefonun aktivasyon işlemlerini yetkili bayiye yaptırtmak suretiyle kullanıp özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın suçlamayı kabul etmediğini, suç tarihinde ... iletişim isimli işyerinde çalıştığını, firmanın eşi adına olup sorumluluğunun kendisinde olduğunu, müşteki ..."ın da işyerinde çalışan personeli olduğunu, her ne kadar müşteki iddianamede belirtilen ... nolu hattın kendisine ait olmadığını beyan etmiş ise de sonradan yaptıkları görüşmede bu hattın kendisinin bilgisi dahilinde onun adına düzenlendiğini bildiğini söylediğini, söz konusu hattın prim alabilmek için gerekli kotayı doldurmak amacı ile açılmış bir hat olduğunu, bu şekilde düzenlenilen hatları başkalarına vermediklerini, ancak müştekiye ait hattın üçüncü kişilerin eline ne şekilde geçtiğini bilmediğini beyan etmesi; müştekinin de sanığın yanında 1 yıl kadar çalıştığını, bu süre içinde öngörülen kotayı dolduramadıkları takdirde kendileri adına hat düzenlenildiğini, bu şekilde kotayı doldurduklarını, böyle bir uygulamaları bulunduğunu, ancak bu hatların piyasaya çıkmadığını ve sorun da yaşanmadığını dava konusu hattın haberi olmaksızın başkaları tarafından kullanıldığını tespit etmesi üzerine şikayetçi olduğunu, bu hattı kullanan kişinin suç işlediği için yetkililerin kendisine ulaştıklarını, sonradan yaptığı araştırmada bu hattın ... tarafından kota doldurmak amacı ile adına doldurulduğunu, bu hattın daha sonra 3. kişinin eline geçtiğini öğrendiğini, başlangıçta bunu bilse şikayetçi olmayacağını, bunu şikayetten sonra öğrendiğini beyan etmesi karşısında; dosya içeriğine göre suça konu hatta ilişkin abonelik sözleşmelerinin müştekinin bilgisi ve rızası dışında düzenlendiğine ve bu suretle sanığın sahtecilik kastı ile hareket ettiğine dair kesin ve yeterli delil bulunmadığı anlaşıldığı halde, sanığın özel belgede sahtecilik suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    2-Kabule göre de; hükümden önce 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki düzenlemeye göre ön ödeme önerisinde bulunulduktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
    Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi..

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.