Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi  tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi üçüncü kişi dilekçesinde, iş ortağı olan diğer borçlu şirket aleyhine yürütülen icra takibinde iş ortaklığının hesabına konulan haczin kaldırılmasına yönelik olarak icra dairesine yapmış oldukları başvurunun reddine ilişkin kararın iptalini istemiş, mahkemece adi ortaklık yönünden takibin iptaline karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK.nun 26/1. maddesinde; "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, adi ortaklık yönünden yürütülen bir takip olmadığı gibi, şikayet eden tarafından takibin iptaline dair bir istemde bulunulmadığı halde, mahkemece 6100 Sayılı HMK.nun 26.maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi de gözardı edilerek yazılı gerekçe ile adi ortaklık yönünden takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir.
O halde mahkemece şikayetçinin, iş ortaklığının hesabına konulan haczin kaldırılmasına yönelik isteminin yöntemince incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan HMK"nun 297. maddesinin (I). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.