23. Hukuk Dairesi 2015/4075 E. , 2016/824 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin, 29.03.2000 tarihinde davalı kooperatife üye olan annesi Döndüye Kibar"ın bu üyeliğini, 2008 yılında devraldığını, üyelikten kaynaklanan tüm borçlarını eksiksiz ödediğini, 10.08.2010 tarihinde, noter kanalıyla gönderdiği ihtarname ile kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, ihtarnamenin 27.08.2010 tarihinde davalı kooperatife tebliğ edildiğini, istifa tarihine kadar toplam 34.750,00 TL ödeme yapıldığını, davalı kooperatifin bu miktarı ihtarnamenin tebliğine rağmen ödemediğini, müvekkilinin 05.07.2011 tarihinde davalı kooperatife tekrar başvurduğunu, ancak davalı tarafça yine bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 34.750,00 TL"nin 2011 yılı Şubat ayından itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kooperatif vekili, müvekkili kooperatifte kısa süre önce yönetim değişikliği olduğunu, yönetim değişikliğinden sonra yapılan incelemelerde, kooperatife ait kayıtların sağlıklı tutulmadığının, bir kısım defter ve belgelerin de bulunamadığının anlaşıldığını, bu nedenle eski yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan yargılama sonucunda bu yöneticiler hakkında ceza verildiğini, davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının kooperatiften herhangi bir alacağının bulunup bulunmadığının kooperatifin geçmiş tarihli defter, belge ve kayıtlarının tetkiki ile anlaşılacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, kooperatif üyeliğini, annesi Döndüye Kibar"dan devraldığına ilişkin yazılı bir belge bulunmamakla birlikte, 25.11.2014 tarihinde beyanı alınan Döndüye Kibar"ın, üyeliğini hak ve borçlarıyla davacıya devrettiğini, devirden önceki ödemelerin de davacı oğlu tarafından gerçekleştirildiğini beyan ettiği, kooperatif kayıtlarında resmi olarak üye bildirimi gerçekleşmemiş ise de, kayıtlarda, devir tarihinden sonra bildirimlerin ve yazışmaların bizzat davacı ile yapıldığı, bu nedenle, davacının, eylemli olarak davalı kooperatif üyesi olduğunun kabulü gerektiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca, üyeliği devralan üyenin, üyeliği aktif ve pasifiyle birlikte devraldığı, bu nedenle, davacının, üyeliği devraldığı tarihten önce, üyeliği devreden annesinin yaptığı ödemeleri de talep edebileceği, ancak kooperatif üyeliğinden istifa eden davacının yapmış olduğu bütün ödemeleri değil, istifa ettiği yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep edebileceği, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun ertesi yıl genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra talepte bulunabileceği, davacının kooperatife yaptığı toplam ödemenin 34.750,00 TL olduğu, istifa ettiği 2010 yılı genel giderlerinden payına düşen miktarın ise 1.112,61 TL olduğu, davacının, bu miktarın düşülmesi suretiyle 33.637,39 TL alacağı bulunduğu, bu alacağa, davacı tarafça gönderilen
ihtarnameler uyarınca 01.02.2011 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile, 33.637,39 TL"nin 01.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı Kooperatif vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddeleri gereğince, kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir.
Öte yandan, davalı kooperatifçe, davacının çıkma payı alacağının benimsenerek ödenmiş olması durumunda, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddesi hükümlerindeki koşula ve sürelere gerek kalmaksızın benimseme ya da ödeme tarihi itibariyle çıkma payının muaccel olduğunun kabulü gerekir.
Diğer yandan, anasözleşmenin 15/2. maddesinde, "Ortaklığı sona erenlerin yerine ortak alınması halinde eski ortağın 21. madde uyarınca ödediği gider taksitleri derhal ödenir." hükmü yer almaktadır. Ayrılan ortağın doğrudan üyelik payı yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın yapmış olduğu ödemelerin derhal kendisine iade edilmesi gerekmektedir. Davacının istifası ile boşalan payının yeni ortağa tahsisi halinde derhal ödeme gerekir. Üyeliği sona eren diğer üyelerin payları yerine yeni üye alınması halinde ise, davacıya derhal ödeme yapılamaz.
Bu durumda mahkemece, kural olarak davacının çıkma payı alacağının, ayrıldığı yıl bilançosunun görüşüldüğü 23.06.2011 tarihli genel kurul toplantısından 1 ay sonra muaccel olduğu, yerine yeni ortak alınması ya da çıkma payı alacağının benimsenmesi durumlarında, davalı kooperatifin temerrüde düşürülmesine gerek kalmaksızın, kooperatifin çıkma payı alacağını derhal ödemesi gerektiği gözetilerek, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca, davacının çıkma payı alacağının muaccel olduğu tarihin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, faizin, ne şekilde belirlendiği anlaşılamayan 01.02.2011 tarihinden itibaren başlatılması doğru olmamıştır.
Öte yandan, dava, kooperatif tüzel kişiliğine yöneltilmesine rağmen, mahkemece, davalı kooperatif tüzel kişiliğine usulüne uygun olarak tebligat yapılmasıyla taraf teşkilinin sağlanmış olacağı gözardı edilerek, davalı ... temsilen yönetim kurulu üyeleri olan gerçek kişilere davalı sıfatı ile tebligat çıkarılması ve şahsen husumet yöneltilmeyen adı geçenlerin gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmeleri HMK"nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olmuş, 05.07.2012 olan dava tarihinin, gerekçeli karar başlığında 12.07.2012 yazılmış olması da hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.