
Esas No: 2019/4428
Karar No: 2022/3860
Karar Tarihi: 30.05.2022
Danıştay 5. Daire 2019/4428 Esas 2022/3860 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, emniyet müdürü iken kamu görevinden çıkarılmış ve OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından yapılan başvurusu reddedilmiştir. Davacı, işlemin iptali talebiyle açtığı davada İdare Mahkemesi kararı reddetmiştir. İstinaf başvurusu sonrasında Bölge İdare Mahkemesi kararı onamıştır. Temyiz istemi üzerine Danıştay Beşinci Dairesi tarafından yapılan incelemede, temyiz isteminin reddedildiği ve Bölge İdare Mahkemesi kararının onandığı belirtilmiştir. Adli yardım talebi ile ilgili olarak da Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddesi gereğince temyiz aşamasında karar verilmesine yer olmadığı ifade edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca adli yardımın hükmün kesinleşmesine kadar devam ettiği ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararlarının temyiz yolu ile incelenerek bozulabileceği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4428
Karar No : 2022/3860
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ...
Karşı Taraf (Davalı) : ...Bakanlığı / ...
Vekili : Hukuk Müşaviri ...
İstemin Özeti : Emniyet müdürü olarak görev yapmakta iken, 670 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin ...tarih ve ...sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun açıklamalı olarak (İdare Mahkemesi kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilerek) reddine ilişkin ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: FETÖ/PDY'nin silahlı terör örgütü ilan edilmeden önce yasal bir yapılanma olduğu ve hiçbir suçlamaya veya yaptırıma dayanak yapılamayacağı, yürütme organının düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamayacağı, işlendiği tarihte kanunen suç olarak sayılmayan eylemler nedeniyle cezalandırılmasının Anayasaya aykırı olduğu, aynı eylem ve faaliyetler nedeniyle iki ayrı cezaya hükmedilemeyeceği, mahkemece TBMM Meclis Araştırma Komisyonu Raporu'nun dayanak alınmasının çekişmeli yargı ilkesini ihlal ettiği, Bank Asya'ya dair kişisel verilerinin hiçbir mahkeme kararı olmaksızın yasa dışı şekilde polis tarafından ele geçirilerek kullanıldığı, bu durumun özel hayata saygı hakkını ihlal ettiği, ByLock programının dijital platformda dağıtılan bir program olduğu, ByLock verilerinin yasa dışı delil niteliğinde olduğu ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, ByLock programına ilişkin hard disk ve flaş belleğin kendisine verilmesi ve savunma hakkı tanınması gerektiği, çekişmeli yargılama, silahların eşitliği, aleniyet ve bağımsızlık ilkelerinin ihlal edildiği, Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubunun 21/08/2018 tarihli kararında OHAL sürecinde görülen yargılamaların pek çok yönden açık hak ihlallerine neden olduğu hususunun belirtildiği, illegal eylemlere katılanlarla, sempati duyan ve destekleyenlerin ayrıma tabi tutulması gerektiği, ceza yargılamasının sonucuna bakılmamasının isabetli olacağı, yukarıda anılan karar ışığında ByLock kullanımının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, sadakat yükümlülüğüne riayet etmediğine ilişkin somut bir gerekçe ortaya konulmadığı, herhangi bir mahkeme kararı ya da herhangi bir suç şüphesi gösterilmeden ve yargılama yapılmadan terör örgütü üyesi ilan edilerek diğer bireylere göre açık bir ayrımcılığa tabi tutularak ayrımcılık yasağının ihlal edildiği, kamu görevinden çıkarılması neticesinde mesleki yeterliliğini gösteren belgelerin geçersiz kılınması nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği, bir daha kamu görevine alınmamak üzere ihraç olması sonucunda maaş, emeklilik ve sosyal güvencelerden yoksun kalması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği, dava konusu işlem ile kanunsuz suç ve ceza olmaz, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği, adil yargılanma hakkı ve masumiyet karinesi, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı, şeref ve itibara saygı hakkı, gerekçeli karar hakkı gibi Anayasa ve AİHS ile güvence altına alınan birçok hakkının ihlal edildiği iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
...Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 30/05/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.