11. Hukuk Dairesi 2019/1183 E. , 2019/7910 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/12/2017 tarih ve 2017/5 E- 2017/565 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 10/01/2019 tarih ve 2018/652 E- 2019/8 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 2015/98421 sayı ile 43. sınıfta “sushı to go” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvuruya davalı ... tarafından 2015/30241 sayılı "PİZZA 2 GO" ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazın davalı TPMK"nin 2016-M-10814 sayılı YİDK kararı ile kabul edilerek başvurularının reddine karar verildiğini, oysa davacıya ait tescilli 2014/49580 sayılı “Wok To Go Noodles” ve 2015/9841 sayılı “Italian To Go” markaların bulunduğunu, dava konusu markanın davacının seri markası niteliğinde olduğunu, taraf markaları arasında görsel ve işitsel bir benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nin anılan kararının iptaline, marka başvurusunun davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacının kötüniyetli olduğunu, markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, 556 sayılı KHK."nın 8/4 maddesi koşullarının oluşmadığı, davacının önceki markalarından kaynaklanan bir kazanılmış hakkının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı TPMK YİDK’nin 2016-M-10814 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı TPMK vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı TPMK vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka başvurusunun reddine dair TPMK YİDK kararının iptali ve başvurunun davacı adına tescili istemlerine ilişkindir.
İltibas tehlikesinin değerlendirmesinde markaların baskın unsurları da gözetilmek suretiyle üzerinde kullanılacağı ürünlerin ortalama tüketicileri nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak karışıklığa yol açıp açmayacağının dikkate alınması gereklidir. Söz konusu karşılaştırma sırasında, markalarda yer alan ve ayırt ediciliği bulunmayan unsurlar dikkate alınmaz.
Mahkemece, davacının “SUSHİ TO GO” ibareli başvuru markası ile davalı ...’in “PİZZA 2 GO” ibareli markasının 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olmadığı ve markalar arasında iltibas tehlikesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının marka başvurusuna konu ibarenin bir yiyecek türü olan “SUSHI” ibaresi ile “TO GO” ibarelerinden oluştuğu, ret gerekçesi markanın da bir yiyecek çeşidi olan “PİZZA” ibaresi ile “2 GO” ibarelerinden oluştuğu anlaşılmaktadır. Her iki taraf markasında da yer alan yiyecek isimlerinin tescil kapsamı hizmetler yönünden tanımlayıcı olduğundan dikkate alınması mümkün değildir. Başvuru markasının ayırt edici unsurunun “TO GO”, ret gerekçesi markanın ayırt edici unsurunun ise “2 GO” ibaresi olduğu ve Türkçe bir anlamı olmayan ancak ortalama tüketici kitlesinin anlamını ve okunuşlarını bilebilecekleri İngilizce ibareler oldukları, her ikisinin okunuşunun da “TU GO” şeklinde olduğu, anlamlarının dahi aynı olduğu, İngilizcede “TO” ibaresi yerine bunun kısaltması olarak “2” rakamının kullanılmasının yaygın bir uygulama (P2P-peer to peer, B2C-businness to consumers, B2B-business to business, vs.) olduğu, bu anlamda markalar arasında kısmi görsel benzerlik, kavramsal ve sesçil ayniyet bulunduğu dikkate alındığında markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b bendi uyarınca ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde karıştırılma tehlikesinin varlığının kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle temyiz eden davalı Kurum yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı TPMK vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı TPMK"ya iadesine, 09/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.