11. Hukuk Dairesi 2019/1198 E. , 2019/7908 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/11/2017 tarih ve 2017/45 E. - 2017/413 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/12/2018 tarih ve 2018/590 E. - 2018/1331 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, "İKÜ" ibaresinin, 1997"de kurulan davacı üniversitenin kısaltması olduğunu, bu ibarenin tüm ürünler bakımından tescilli bulunduğunu, tefrik edilen davanın davalısı İhtiyaç Yay...Ltd.Şti.’nin davacı markalarıyla benzer “İCU” ibareli marka için başvuru yaptığını, başvuruya yapılan itirazın TPMK YİDK tarafından haksız olarak reddedildiğini, “İCU” ibaresinin İKÜ olarak okunacağını, işitsel ve görsel anlamda benzerliğin mevcut olduğunu, seri marka imajının ortaya çıktığını, başvuru sahibinin terör örgütü ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle KHK kapsamında önlem alındığına dair basında haberlerin çıktığını ve bu haberlerden üniversitenin zarar görebileceğini ileri sürerek, TPMK YİDK"in 2016-M-10088 sayılı kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, markalar arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin oluştuğu, başvuru markasının İKU olarak seslendirileceği ve okunacağı, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin dava konusu markanın kapsadığı mal/hizmetler yönünden dava dışı firmanın başvuru markasını gördüklerinde bunun davacıya ait "İKÜ" ibareli markalarından ayrı bir işletmeye ait bir marka olarak algılayamayacakları gerekçesiyle davanın kabulü ile TPMK YİDK"nin 2016-M-10088 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı TPMK vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce, başvurunun özel bir stilde ve her harfin farklı renkle yazıldığı, markadaki ağzı yukarı bakan yay şekline benzeyen 3. işaretin, yazım biçimi itibariyle "U" harfi olarak algılanabileceği veya bu şekilde algılanmasının dahi şüpheli bulunduğu, itiraza mesnet markaların bir kısmının asli unsurunun "İKÜ" ibaresinden oluştuğu, "İKÜ" asıl unsurlu markalarla dava konusu başvuru arasında ise yalnızca "i" harfinin ortak olduğu, itiraza mesnet söz konusu markaların asli unsurlarının yalnızca üç harften oluştukları da gözetildiğinde tek harften kaynaklanan benzerlik nedeniyle iltibas doğacağının söylenemeyeceği, her ne kadar davacı tarafça başvurunun "İ-KU" olarak telaffuz edileceği ileri sürülmüş ise de ibarenin Türkçe telafuzunun "İ-CU" şeklinde olacağı, İngilizce"de ise "AY-KU" şeklinde telaffuz edileceği, mahkemenin kabul ettiği gibi "EKÜ" şeklinde bir telafuzun söz konusu olmayacağı, dolayısıyla dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, başvuru yapan şirketin kötüniyetli olduğuna ilişkin bir delil de bulunmadığı gerekçesiyle davalı TPMK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 09/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.