Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/15440 Esas 2019/857 Karar Sayılı İlamı

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Davacı 10484719 ve 11625073 sicil numaralarının kendisine ait olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 04.03.2015 tarihli dilekçe ile Kuruma başvurarak, 10484719 ve 11625073 sigorta sicil numaralarının kendisine aidiyeti ile birleştirilmesini talep etmiş olup, Kurum tarafından verilen cevapta ilgili sigorta sicil numaralarının aidiyeti hususunda alacağı İş Mahkemesi kararı ile kuruma müracaat etmesi gerektiği bildirilmesi üzerine açılan eldeki davada davacı, dava dilekçesi ile 10484719 ve 11625073 sicil numaralarının kendisine ait olduğunun tespitini talep etmiş, Mahkemece, davalı Kurumun "davacı ..."in 10484719 ve 11625073 sigorta sicil numaralarının iptal-ipka yapılmış ve geçerli sicil numarasının 11625071 olarak kayıtlara geçmiş bulunduğunu bildirir" 17.09.2015 tarihli cevabi yazısı gerekçe kılınmak suretiyle davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararı kalmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı Kurumun 17.09.2015 tarihli cevabi yazısında her ne kadar, davacı ..."in 10484719 ve 11625073 sigorta sicil numaralarının iptal-ipka yapılmış ve geçerli sicil numarasının 11625071 olarak kayıtlara geçmiş bulunduğu bildirilmiş ise de, davacının şahsi sicil dosyasında yer alan 17.09.2015 tarihli hizmet döküm cetvelinde 10484719 ve 11625073 sigorta sicil numaralarının yer aldığı görülmekte, ve fakat dosya kapsamında iptal-ipka sonrası davacının geçerli sicil numarası olan 11625071 numaralı sicilin yer aldığı davacıya ait hizmet döküm cetveli bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, iptale konu sicildeki hizmetlerin 11625071 sicilde tam olarak birleştirilip davacıya aidiyetinin tescil edilip edilmediği irdelenip usulünce yapılacak araştırma sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.