Esas No: 2021/9147
Karar No: 2022/3439
Karar Tarihi: 31.05.2022
Danıştay 4. Daire 2021/9147 Esas 2022/3439 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2021/9147 E. , 2022/3439 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/9147
Karar No : 2022/3439
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Madencilik İnşaat Parketaşı İmalatı Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle 2010/5, 6, 7, 8, 9, 11, 12 dönemleri için re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K: … sayılı kararda; Küçükçekmece Vergi Dairesi mükrellefi … Hırdavat İnş. ve Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerden faturaların sahte fatura niteliğinde olduğu hususunun açıkça ortaya konulamadığından bu fimadan alınan faturalardan kaynaklı tarhiyatlarda ile vergi ziyaı cezalarına uygulanan tekerrür hükümleri ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Usul ve yasaya uygun şekilde davacı adına yapılan tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığından kararın aleyhe hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yöneltilen temyiz istemi Vergi Dava Daireleri Kurulunun 03/11/2021 tarih ve E:2021/981, K:2021/1355 sayılı kararı ile bozmaya uygunluk yönünden reddedilerek kararın bozma kapsamı dışında kalan hükümlerine ilişkin temyiz incelemesinin yapılması için Kurulca Dairemize gönderilen dosyada Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü;
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 31/05/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı adına, Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle 2012/5, 6, 7, 8, 9, 11, 12 dönemleri için re'sen tarh edilen tekerrürlü vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yönündeki Mahkeme Kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef, üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımakta, bu bağlamda, Kanunda ve Kanunla verilen yetkiye dayanılarak çıkarılan yasa altı düzenleyici işlemlerde öngörülen şekil şartları ile kayıt ve belge nizamına sıkı sıkıya bağlılık sözkonusu olmaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının fatura alarak kayıtlarına intikal ettirdiği Küçükçekmece Vergi Dairesi mükellefi … Hırdavat İnş. ve Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; kara yolu ile hırdavat (nalburiye) malzemesi ve el aletleri toptan ticareti konusunda mükellefiyet tesis ettirdiği, 01/07/2004 tarihinde Halkalı Vergi Dairesi Müdürlüğünden Küçükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğüne mükellefiyetini nakil ettirdiği, mükellefiyet kaydının 31/01/2013 tarihinde adreste bulunamadığı gerekçesiyle re'sen terkin edildiği, defter belge isteme yazısının tebliğ edildiği, 2010,2011 ve 2012 yılına ilişkin defter ve belgelerin ibraz edildiği, şirketin %0,25 hissesinin …’ya, %99,75 hissesinin ise …’ya ait olduğu, 31/05/2005 tarihli yoklamada; şirketin 01/01/2005 tarihinden itibaren … Mah. … Caddesi No:… … İş Merkezi Kat:… … adresine taşındığı, işyerinin büro olduğu ve İşyeri kirasının 150 TL olduğu, şirketin hırdavat emtiaları ve endüstriyel malzeme ve demir emtiaları toptan alımı ve satımı işi ile iştigal edeceği, şubesinin bulunmadığı, 1 işçisinin çalıştığı, demirbaş olarak büro ofis mobilyaları, 1 adet bilgisayar, …, … ve … plakalı nakil vasıtaları bulunduğu, 28/09/2005 tarihinde yapılan yoklamada; şirketin adresinde tanınmadığından ve faaliyeti olmadığından mükellefiyeti ile ilgili hususların tespit edilemediği, 22/02/2013 tarihinde yapılan yoklamada; ilgili adrese 01/07/2012 tarihinde …'ın nakil geldiği, adreste mükellef kurumun tanınmadığı, 2010 hesap dönemi Bs formu ile 3.423.414,00 TL mal veya hizmet sattığının, karşı firmaların Ba formu 3.245.166,00 TL mal veya hizmet aldığının beyan edildiği, 2011 hesap dönemi Bs formu ile 7.465.005,00 TL mal veya hizmet sattığının, karşı firmaların Ba formu 6.961.801,00 TL mal veya hizmet aldığının beyan edildiği, 2012 hesap dönemi Bs formu ile 2.621.970,00 TL mal veya hizmet sattığının, karşı firmaların Ba formu 2.388.728,00 TL mal veya hizmet aldığının beyan edildiği, 2010 hesap dönemi Ba formu ile 3.464.383,00 TL mal veya hizmet aldığını beyan ettiği, alımlarının tamamına yakın bir bölümü sahte belge düzenlemekten haklarında vergi incelemesi yapılan mükelleflerden olduğu, fatura bedellerinin nakit ödendiği, 2011 hesap dönemi Ba formu ile 7.393.850,00 TL mal veya hizmet aldığını beyan ettiği, alımlarının tamamına yakın bir bölümü sahte belge düzenlemekten haklarında vergi incelemesi yapılan mükelleflerden olduğu, fatura bedellerinin nakit ödendiği, 2012 hesap dönemi Ba formu ile mal veya hizmet aldığını beyan ettiği mükelleflerin %95’lik bölümünün sahte fatura düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirmiş şirket veya şahıslar olduğu, fatura bedellerinin nakit ödendiği, katma değer vergisi matrahının sırasıyla 2010 hesap dönemi 3.474.130,67 TL, 2011 hesap dönemi 7.455.265,46 TL, 2012 hesap dönemi 2.651.706,00 TL bildirildiği, kurumlar vergisi matrahının 2010 dönemi 13.607,75 TL, 2011 dönemi 14.167,92 TL bildirildiği, 2012 dönemi kurumlar vergisi beyannamesi verilmediği, geçici vergi beyannamelerinin 2010/1,2,3 dönemlerinde, 2011/1,3 dönemlerinde verilmediği, muhtasar beyannamelerinde muhtelif dönemlerde 4 ila 8 çalışan işçi beyan ettiği ancak ücret ödemeleri üzerinden tevkif ettiği stopaj gelir vergilerini ödemediği, banka üyelik anlaşması bulunmadığı, sermayesinin 10.000 TL olduğu, taşıt kütüğünde kayıtlı motorlu nakil vasıtasının bulunmadığı, vadesi geçmiş vergi borcunun 364.668,65 TL olduğu, 2.502,76 TL kurumlar vergisi ödemesi hariç vergi borcu ödemesi yapılmadığı, işyerinde yapılan yoklamalarda işyerinin sürekli kapalı olduğu, inceleme konusu dönemlerde herhangi bir bankadan kredi kullanımı bulunmadığı gibi çekler, bankalar ve alacak senetleri hesaplarının çalışmadığı, milyonlarca alacak ve borcun herhangi bir senet veya belgeye bağlı olmayan ''Alıcılar'' ve ''Satıcılar'' hesabında izlendiği, mükellef kurum yetkilisi …'ya 2010, 2011 2012 ve 2013 yılı işlemleriyle ilgili faaliyeti ve bu ticari faaliyeti yapabilecek kapasitesi hakkında bilgi, bu ticari faaliyette kullandığı demirbaş eşya ekipman ve makine bulunup bulunmadığı, yapmış olduğu ticari işlemlerle ilgili herhangi bir sözleşme olup olmadığı ve 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında alış yaptığı firmaların tamamına yakın bir bölümünün sahte fatura ticaretiyle uğraşan paravan firmalar olduğu hatırlatılarak konu ile ilgili söyleyecekleri sorulduğunda, mükellef kurum temsilcisi, ''2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında 3 kamyon ile 6 kamyonetimiz vardı 5 tane binek aracımız vardı o yıllarda vergi dairesine olan borcumuz dolayısıyla bu taşıtlar haczedildi. 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında alışlarımızın sahteci mükellefler olduğunu bilmiyorduk. 2012 tarihinde şirketin iflas etmiş olması nedeniyle başka bir inşaat firmasında işçi olarak çalışıyorum. Konuyla ilgili söyleyeceklerim bunlardır.'' şeklinde beyanda bulunduğu, hiçbir maddi duran varlığı ve aracı bulunmayan 10 m2 lik alanda faaliyet gösteren tüm malvarlığı 10.000 TL sermayeden oluşan şirketin, 2010 yılında 3.474.130,67-TL, 2011 yılında 7.528.401,47-TL iş hacminin olduğu, mükellef kurumun tüm muhasebe kayıtlarının hiçbir belgeye dayanmayan, uydurma tamamen sahte belge düzenleme faaliyetini örtmeye dönük kayıtlar olduğu, mükellef kurumun 2010, 2011, 2012 ve 2013 yılında gerçekte ticari bir faaliyet yapacak işçi, makine ve teçhizat ekipmanına sahip olduğu yönünde herhangi bir tespitin olmadığı, mükellef kurumun 2010, 2011, 2012 ve 2013 yılında düzenlenmiş olduğu faturaların sahte belge olarak nitelendirilmesi gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, vergi beyannamelerinin bir kısmının verilmediği, şirket tarafından yüksek tutarlı katma değer vergisi matrahları beyan edilmesine rağmen tahakkuk eden vergi borçlarının ödenmediği, mal ve hizmet alımı yapıldığı bildirilen mükelleflerin çoğu hakkında sahte fatura düzenledikleri yönünde tanzim edilmiş raporlar veya olumsuz tespitler bulunduğu, mal ve hizmet alımına ilişkin ödemelerin elden yapıldığı, banka hesabının olmadığı, şirketin adresinde tanınmadığı, 10.000-TL sermaye ve mevcut teçhizatı ile belirtilen hasılatı gerçekleştirmesinin mümkün olmadığı, hususları göz önünde bulundurulduğunda bu firma tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal veya hizmet teslimi karşılığında yapılmadığı sonucuna varıldığından davalı idarenin temyiz talebi kabul edilerek vergi dava dairesi kararının bozulması gerektiği görüşü ile çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.