12. Ceza Dairesi 2018/8030 E. , 2019/228 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit
Hükümler : 1- Hakaret suçundan dolayı TCK"nın 125/1, 43/1, 52/1-4. maddeleri gereğince iki kez mahkumiyet
2- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK"nın 134/2-1, 53/1-2-3, 54. maddeleri gereğince mahkumiyet
3- Tehdit suçundan dolayı TCK"nın 106/1-1, 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekir.
İncelenen dosyada, Dairemizin 05.09.2018 tarihli ilamı ile; “...katılan ..."ya yokluğunda verilen 07.11.2013 tarihli kararın tebliği için adı geçen katılanın 12.06.2012 tarihli duruşmada beyanı alınırken bildirdiği en son adresi esas alınarak bila tebliğ iade edilen tebligat bulunmadığı halde duruşmada bildirilenden farklı bir adres esas alınıp, doğrudan "Mernis Adresi" ibareleri ile çıkarılan ve merci tarafından Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümleri kapsamında şerh düşülmeyen tebligatın, dağıtıcı tarafından, kendiliğinden, Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesinin usule aykırı olmasından dolayı katılan ..."ya gerekçeli kararın başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekli de belirtilmek suretiyle yöntemine uygun olarak tebliğ edilip, tebellüğ belgeleri ile verilmesi halinde temyiz dilekçesinin eklenmesi ve bu konuda ek tebliğname düzenlendikten sonra iadesinin temini için mahalline gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine...” karar verilmesinin ardından, katılan ..."nun 12.06.2012 tarihli duruşmada beyanı alınırken bildirdiği en son adresine tebligat çıkarılmaksızın, duruşmada bildirilenden farklı bir adres esas alınıp, bu adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine aynı adrese “Mernis Adresi” ibareleri ile çıkarılan ve merci tarafından Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümleri kapsamında şerh düşülmeyen tebligatın, dağıtıcı tarafından, kendiliğinden, Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesinin usule aykırı olmasından dolayı Dairemizin 05.09.2018 tarihli ilamında açıklanan eksikliğin usulüne uygun olarak giderilmesinin temini amacıyla dosyanın mahalline tekrar gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.