23. Hukuk Dairesi 2015/2113 E. , 2016/800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı, murisi ..."ün 19.10.1953 tarihinde davalı kooperatifin ortağı olduğunu, ortaklığının ölümüne kadar devam ettiğini, mirasçılar olarak ortaklığın devam ettirilmesi yönünde davalı kooperatife müracaatlarının olmadığını, 06.02.2012 tarihli dilekçe ile 1953 yılından bu yana bilanço güncellemesi yapılarak kâr payının ödenmesinin istendiğini, davalı tarafça ortaklık payı tespitinin 0,01 TL olduğunun bildirildiğini ileri sürerek, ortaklık payının bugünkü değerinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ortaklıktan çıkan üyelerle hesaplaşmanın nasıl yapılacağının 1163 sayılı Kooperatifler Kanun"un 17. ve kooperatifin anasözleşmesinin 11. maddesinde düzenlendiğini, davacılar murisinin ortaklık payı tutarının 0,01 TL olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının dava açmasında hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen kararın, davacı asıl tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 18.03.2013 tarih ve 790 E., 1625 K. sayılı ilamı ile, davacının, murisinin ölümle son bulan kooperatif ortaklık payının dava tarihi itibariyle değerinin tespitini istemesinde hukuki yararının bulunduğu, tarafların tüm delilleri topladıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği, işin esasına girilmeden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı kooperatif yevmiye defterinin 30.06.2003 tarih ve 325 yevmiye nolu ölü ortakların ortaklıktan çıkışına ilişkin kaydında, davacılar murisi Mevlüt Akgül"ün davalı kooperatifin 4530 no"lu ortağı olduğu, kooperatifçe 19.10.1953 yılında 500,00 TL bedelle ortaklığa kabul edildiği, ortaklık payına ödenen apel ve faizler neticesinde 1990-2003 dönemi
ortağın vefatı nedeniyle 3.186,00 (E) TL"ye ulaştığı, bu değerin 5083 sayılı Devletin Para Birimi Hakkındaki Kanun uyarınca 01.01.2005 tarihi itibariyle Türk Lirası"ndan altı sıfır atılmak suretiyle 0,01 TL olduğu, davacılar murisinin 16.02.1999 tarihinde öldüğü, davacı ... tarafından açılan davaya diğer mirasçılar tarafından muvafakat edildiği, bilirkişiler tarafından düzenlenen 21.05.2014 tarihli rapor uyarınca, davalı kooperatifin faaliyetine devam ettiği, Kooperatifler Kanunu ve kooperatif anasözleşmesi gereği davacının sadece risturn ve 1990-2002 dönemi için faiz talep edebileceği, 1990-2002 dönemi için davacıya faiz uygulaması yapıldığı, risturn uygulaması için davacının kooperatifle işlem yapması gerektiği, davacılar murisi ortağın kooperatif kayıtlarında 1990 yılından itibaren işlemi bulunmadığının anlaşıldığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17 ve 83. maddeleri ile davalı kooperatif anasözleşmesinin 9, 11 ve 17. maddeleri uyarınca "Kooperatiften çıkan veya çıkarılanların ödemiş oldukları ortaklık paylarından başka kooperatifin diğer varlıkları üzerinde hiçbir hakları yoktur" şeklindeki düzenleme gereğince, davacılar murisinin kooperatifteki üyeliğinin ölümüyle sona ermesi ve kooperatifin faaliyetine devam etmesi sebebiyle, davacı mirasçıların murise ait ortaklık payının davalı kooperatifin tasfiyesi dışında güncelleme uyarlaması yapılmadan ödenmesinin talep edilebileceğinin kabul edildiği, davacının davalı kooperatifin tasfiyesi bulunmadan ortaklık payının güncel değerinin tespitini talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı asıl temyiz etmiştir.
1-Dava, ortaklık payının tespiti istemine ilişkindir.
YHGK"nın 16.04.2014 tarih ve 2013/23-1616 E., 2014/540 K. sayılı ve Dairemizin 13.10.2014 tarih ve 7770 E., 6247 K.; 08.10.2015 tarih ve 34 E., 6410 K. sayılı ilamlarında açıklandığı üzere; kooperatif ile ortağının karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği anasözleşmede ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nda karşılığı bulunmayan "denkleştirme, yeniden değerleme, sepet hesabı, eskalasyon vs." yöntemler kullanılarak çıkma payının hesaplanması yasal dayanaktan yoksun olduğu gibi, böyle bir yöntem, kooperatiflerin kuruluş amacı (m.1) ve kooperatiflerin mevcudiyetinin tehlikeye düşürülmemesini amaçlayan uygulamaya da aykırı bir yorum olacaktır.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- HMK"nın 297/2. maddesi "" Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir"" hükmünü içermektedir. Mahkemece hükmün gerekçesinde yer alması gereken hususlara ayrıca hüküm fıkrasında yer verilmesi, anılan madde hükmüne aykırı olmuş ise de hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin hükümden çıkarılarak, yerine " 1-Tespit talebinin reddine” ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.