17. Hukuk Dairesi 2016/19251 E. , 2019/9557 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi olan ... davalılardan ...’den 60.000,00 TL toplam bedelli 120 ay vadeli konut kredisi alıp bu kredi nedeniyle sigorta başlangıç tarihi 03/05/2012 olan hayat sigortası yapıldığını, ancak murisin vefatı üzerine davalılardan ...’ye başvurarak hayat sigortası bedelini talep etmelerine rağmen ödeme yapılmadığını belirterek poliçede yazan 10.000,00 TL vefat teminatının davalı sigorta şirketinden yasal faiziyle tahsilini, davalı Finarsbank A.Ş tarafından kalan kredi taksitlerine ilişkin yasal işlem yapılmasını önlemek amacıyla dava sonuçlanıncaya kadar söz konusu kredi borcunun durdurulmasına ilişkin tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile davalı sigorta şirketi yönünden, sigorta bedel tutarı olan 10.000,00 TL’nin davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödenmesine, davalı ... yönünden davacıların murisi tarafından kullanılan konut kredisini yalnızca murisin ölümünden sonraki kredi borcundan sorumlu
olmaları nedeni ile Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2014/13732 E. Sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, tüketici kredisi nedeni ile hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
21.04.2014 dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun"un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK"nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun"un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Ancak somut olayda; dava tarihi olan 21/04/2014 tarihinde 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un ilgili maddeleri yürürlükte değildir. Taraflar arasında sigorta sözleşmesi vardır, sigorta sözleşmeleri de TTK’da düzenlenmiş olup mutlak ticari dava söz konusudur. Davacılar murisinin dava dışı Banka’dan tüketici kredisi kullanması bu davanın konusu değildir.
O halde dava tarihi itibari ile yürürlükte olmayan kanun maddesinin uygulanmasının söz konusu olamayacağı, davanın mutlak ticari dava olması gözetildiğinde somut olayda davanın görülmesinde ticaret mahkemeleri görevlidir. Mahkemenin işin esasına girerek ihtilafı çözümlemesi kanunun yürürlük tarihinin 28/05/2014 olduğu gözetildiğinde yerinde değildir. Bu durumda mahkemece işin esasına girmeksizin ticaret mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle esasa girilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalılar vekilleri ile davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilleri ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalıya geri verilmesine, 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.