23. Hukuk Dairesi 2015/3033 E. , 2016/796 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif yönetim kurulunca verilen ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin üyeliğinin ABT Ltd. Şti. ile .... arasındaki sözleşmeye dayandığını, buna göre davalı kooperatifin sözleşmede sayılı işlerini ...."nin üstlendiğini, taşeron firma ABT"ye de iç kapı, mutfak ve çelik kapı işlerini devrettiğini, bu işler karşılığında ... dairenin üyeliğinin ABT"ye verileceğinin taahhüt edildiğini, ABT firmasının da bu daireyi 85.000,00 TL bedelle davacıya sattığını, davalı kooperatif tarafından 20.11.2006 tarihli karar ile bu devrin kabul edildiğini, 30.06.2007 tarihli ilk genel kurul kararı ile de adının hazirun cetvelinde yer aldığını, Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2008/529 E. sayılı dosyasında verilen 09.04.2009 tarihli karar ile önceki tarihli ihraç kararının iptal edildiğini, ardından davalı yönetim kurulunun 14.04.2010 tarih ve 15 sayılı kararı ile müvekkilinin kooperatif üyeliğinden çıkartılmasına karar verildiğini, kararın 22.04.2010 tarihinde tebellüğ edildiğini, kendisinin ödediği miktar kadar diğer üyelerin bir ödemesinin bulunmadığını, ihraç kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2008/529 E. sayılı dava dosyasındaki ihraç kararının iptaline ilişkin hükmün temyiz edildiğini, üyelik kabulünün şarta bağlı olduğunu, ..."nin kooperatif işlerini bitirmemesi sebebiyle yapılan anlaşma ve ibraname sonucunda davacının iddia ettiği dairenin kooperatife kaldığını, bu sebeple üyelikten çıkartılma kararı verildiğini, ihraç kararının prosedüre uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, kooperatif yönetim kurulunun 20.11.2006 tarihli ortaklık devir kararı ile ortaklığa kabul edildiği, bundan sonra genel kurullara ortak sıfatı ile davet edildiği ve genel kurullara katıldığı, kesin hüküm ile de davacının kooperatifin ortağı olduğunun anlaşıldığı, 30.06.2007 tarihli kooperatif genel kurulunda ise genel kurul tarihi itibari ile Haluk Yetim dışında hiçbir ortağın borcunun bulunmadığının belirtildiği, anılan genel kurul kararında davacı için üyelik şartının gerçekleşmediği, borcunun bulunduğu yönünde hiçbir itirazı kayda
yer verilmediği, iddia edildiği gibi davacının borcunun bulunmuş olduğu ve şartın gerçekleşmemiş olduğu iddiası o tarihte de geçerli olsa basiretli davranmak durumunda olan davalının ilgili organının bunu da ayrık tutmuş olmasının gerekeceği, ortak Haluk Yetim için ayrık tutucu beyanı ile basiretini de teyit ettiği, her ne kadar dosya kapsamından davacının hakkını devraldığı şirket ile kooperatif arasındaki sözleşmenin feshi ve ibraya ilişkin belgeler var ise de, ilgili belgeler incelendiğinde adi yazılı olduğu, 25.07.2007 tarihli ibranamede, sözleşmedeki şartların yerine getirilmediği, dolayısıyla taahhüt edilen daire ile ilgili hak talep edilemeyeceği yazılmış ise de, bu ibranamenin kooperatifçe davacı tarafından üyeliğin devralınmasına karar verildikten ve davacının borcunun bulunmadığına dair 30.06.2007 tarihli genel kurul kararından sonraki tarih olduğu, davacının bu ibraya dahil edilmemesi ve bu durumda kooperatifin, davacı üçüncü kişiye bu hakkın devredildiğinden haberdar olmasına rağmen böyle bir belge düzenlenmesi dikkate alındığında davacı aleyhine bu ibraya dayanılarak kooperatif tarafından savunma yapılmasının TMK"nın 2. maddesine uygun olmadığı, nitekim bu belgenin aksini öngören 30.03.2006 tarihli şirket ile kooperatif arasında imzalanmış olan tespit belgesine göre de, üç bent halinde yapılan işlerin sayıldığı ve bunların teslim alındığının belirtildiği, yazı 30.03.2006 tarihli olmasına rağmen içerikte 20.03.2007 tarihli fesihnameden bahsedildiği, bu da belgelerin sıhhati hakkında şüphe uyandırdığı, 20.03.2007 tarihli fesihnamenin de, 20.02.2007 tarihli ihtarnamenin de, 30.03.2006 tarihli tespitnamenin de, 25.07.2007 tarihli ibranamenin de adi yazılı nitelikte olduğu ve hakkın devredildiğinden haberdar olunduktan sonra devralan üçüncü kişi davacıya haber verilmeden ve 30.06.2007 tarihli kooperatifi bağlayıcı davalının borcunun ve gerçekleşmiş şartın bulunmadığı anlaşılan genel kurul kararından sonra düzenlendiği, bu tespitler karşısında üyelik kabul şartının gerçekleşmediği yönündeki davalı savunmasına itibar edilmeyerek bizzat davalının genel kurul kararına konu olduğu şekilde 30.06.2007 tarihi itibari ile davacının üyeliği için ödenmemiş bir borcunun, gerçekleşmemiş bir şartının kalmadığı, ancak davacının üyeliğinin kaynağı olan üçüncü kişi şirket ile kooperatif arasındaki sözleşmeye göre 70.000,00 TL"nin Haziran 2007 yılı sonrasındaki aidat ve giderleri kapsamadığı sözleşme içeriğinden anlaşıldığından, aynı haklarla devralan davacının da sabit ödemeli üye olmadığı, bu tarihten sonraki kooperatif borçlarından sorumlu olduğu, davacının tespit edilen borçlarının ihraç kararına konu miktar kadar olmadığı ve daha az olduğu, buna göre ihtarnamenin usulüne uygun olmadığı, üye davacının kooperatife bir miktar borcunun olmasına rağmen ihtarnamenin borcu ile uyumlu olmadığı, usulüne uygun olmayan ihtarnamelere dayanılarak verilen ihraç kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 14.04.2010 tarih ve 15 sayılı davalı kooperatif yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, 27.08.2006 tarihli davalı kooperatif ile dava dışı .... arasında imzalanan sözleşmede davacıya tahsis edilen 26 numaralı dairenin davalı kooperatif tarafından yüklenici ...."ne inşaatın kaba ve ince sıva yapım işi karşılığında 70.000,00 TL bedelle devredileceği, yüklenicinin tüm işleri yaptıktan sonra daireye malik olabileceği, işler eksik bırakıldığı veya yapılmadığı takdirde yüklenicinin anılan daire üzerinde hiçbir hak talep etmeyeceği, Haziran 2007 ayı ve sonraki aidatlardan,
tapu masraflarından, iskân masraflarından, alt yapı katılım giderlerinden, çevre düzenleme masraflarından yüklenicinin sorumlu olacağının kabul edildiği, yüklenici ... tarafından 02.11.2006 tarihli sözleşmeyle anılan dairenin ..."ye kapı yapım işi karşılığı 85.000,00 TL bedelle devredildiği, anılan dairenin 21.12.2006 tarihli adi yazılı sözleşmeyle 85.000,00 TL bedelle davacıya devredildiği, ..."nin edimini tamamlamaması üzerine davalı kooperatifle aralarındaki sözleşmenin feshedildiği, 25.07.2007 tarihli ibraname ile ..."nin anılan daire üzerinde hiçbir hak talep etmeyeceğinin kabul edildiği, davalı kooperatifin 30.06.2008 tarihli genel kurulunun 12. gündem maddesinde 2000-2008 yılları arasında geçmiş borcu olanların borçlarını dört eşit taksitte ödemelerine karar verildiği, davalı kooperatif tarafından gönderilen ihtarnamelerde 59.880,00 TL olarak talep edilen tutarın 2000-2008 yıllarına ait ve genel kurul kararı doğrultusunda dört eşit taksite bölünen ödemeye ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı yüklenici ..."nin işi tamamlamaması nedeniyle davalı kooperatif ile arasındaki sözleşmenin feshedildiği uyuşmazlık dışı olup, 25.07.2007 tarihli ibraname olmasa dahi, kooperatif ve ... arasındaki 27.08.2006 tarihli sözleşmeye göre, .... tarafından, iş yapılmadığı veya eksik bırakıldığında daire üzerinde hiçbir hak iddia edilmeyeceği kabul edilmiştir. 30.06.2007 tarihli genel kurulda, ..."nin işi tamamlayıp tamamlamadığı belli olmadığından, davacının borcu olan ortaklar arasında sayılmaması doğaldır.
Bu durumda mahkemece, yüklenici ..."nin taahhütleri yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmenin feshedilmesi ve anılan daire ile ilgili hiçbir hak iddia etmeyeceğini kabul etmesi karşısında, bu daireyi devralan davacının 2000-2008 yılları arasındaki aidat tutarlarından sorumlu tutulması gerektiğinden, ..."nin tüm edimlerini yerine getirmesi halinde hak edeceği dairenin Haziran 2007 ve sonrası aidatlarından sorumlu olacağına ilişkin hüküm uyarınca sadece Haziran 2007 ayı ve sonraki aidatlarından ve giderlerden sorumlu olduğunun kabulü doğru olmamıştır.
Ne var ki, davacıya gönderilen ihtarnamelerde istenen borcun, genel kurul kararıyla kararlaştırılan aylık %5 gecikme faizi oranıyla hesaplanan 42.624,00 TL gecikme faizi de talep edilmiş olup, mahkemece dava tarihinden sonra yürürlüğe giren TBK"nın 120. maddesindeki sınırlama dikkate alındığında ihtarnamelerde istenen temerrüt faizi tutarı yönünden ihtarnamelerin gerçek borcu yansıtmadığı gerekçesiyle yetinilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle hüküm kurulması doğru olmamış ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca hükmün gerekçesi kısmen değiştirilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün gerekçesi kısmen değiştirilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.