Esas No: 2019/4453
Karar No: 2022/2313
Karar Tarihi: 31.05.2022
Danıştay 9. Daire 2019/4453 Esas 2022/2313 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/4453 E. , 2022/2313 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/4453
Karar No : 2022/2313
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İç ve Dış Tic. A.Ş'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve …,…,…,…,…,…,… sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararıyla; asıl borçlu şirketin borçlarının, 6736 sayılı Kanun kapsamında 13/04/2014 tarihinde şirket adına yapılan başvuru üzerine yapılandırıldığı ve zamanaşımı süresinin kesildiği, 2015 takvim yılı başından itibaren yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin sonunun 31/12/2019 tarihi olduğu, dava konusu ödeme emirlerinin ise davacıya, öncesinde, 18/11/2017 tarihinde tebliğ edildiğinden borçların zamanaşımına uğramadığının anlaşıldığı, şirketin tüm borçlarının 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılmasına karşın taksitler vadesinde ödenmediğinden, Kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedildiği, asıl borçlu şirket adına usulüne uygun yapılan takibat neticesinde şirket tüzel kişiliğinden amme alacaklarının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması nedeniyle amme alacaklarının doğduğu ve ödenmesi gereken dönemlerde şirket kanuni temsilcisi olan davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında şirket adına kayıtlı … plakalı bir adet kamyon ile … plakalı bir adet motorlu bisiklet bulunduğunun tespit edilmesine karşın, kamu alacağının şirketten tahsil edilemediğinden bahisle kanuni temsilci sıfatıyla davacının sorumluluğuna başvurulduğu, asıl borçlu olan şirket adına kayıtlı mal varlığının satılarak, satış bedelinin vergi borcunu karşılamadığı hususu açıklığa kavuşturulup, şirket hakkında tüm takip yollarının tüketilmesinden sonra kanuni temsilci olan davacıdan tahsili istenilecek toplam alacak miktarı somut bir biçimde ortaya konulmaksızın, alacağın tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kararının kaldırılmasına, dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmalarında, şirketin iki adet mahcuz aracından başka mal varlığının bulunamadığı, söz konusu araçlar üzerinde ise vergi dairesinden önce SGK haczi olduğu ve araçların satışı halinde öncelikle SGK alacaklarının tahsil edileceği, artan bir tutar olması halinde ancak vergi dairesi alacağı için pay ayrılacağından, vergi borcunun, şirket mal varlığından tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığı, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kamu alacaklarının tahsili amacıyla ilgili dönemde şirketin kanuni temsilcisi olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı adına, … İç ve Dış Tic. A.Ş.'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …,…,…,…,…,…,… sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları hâlinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği; yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hüküm altına alınmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un "Kanundaki terimler" başlıklı 3. maddesinde; Amme borçlusu veya borçlu terimi; amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
Aynı Kanun'un 55. maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan şeklinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan şeklinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, tüzel kişiliğe sahip şirketlerin vergi borçları nedeniyle öncelikle o şirket adına tarh ve tahakkuk işlemi yapılacağı, borç ödenmediği takdirde şirket adına ödeme emri düzenleneceği ve kamu alacağının şirketten tahsil edilmesi için idarece 6183 sayılı Kanunda sayılan tüm takip yollarının tüketileceği ve buna rağmen borç şirketten tahsil edilemezse şirket kanuni temsilcisi hakkında takip yollarına başvurulacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; … İç ve Dış Tic. A.Ş'nin vergi borçlarının tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılan davada, Vergi Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar kaldırılarak, Bölge İdare Mahkemesince, şirket adına kayıtlı … plakalı bir adet kamyon ile … plakalı bir adet motorlu bisiklet bulunduğu, asıl borçlu olan şirket adına kayıtlı söz konusu taşıtların satılarak, satış bedellerinin söz konusu kamu alacağını karşılamadığı hususu açıklığa kavuşturulup, şirket hakkında tüm takip yollarının tüketilmesinden sonra kanuni temsilci olan davacıya başvurulması gerektiği gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptaline karar verilmişse de; şirketin borcun tahsili için, şirkete ait … plakalı 2000 model … marka kamyon ve … plakalı 2004 model … marka motosiklete haciz konulduğu, bunun dışında şirketin başka bir mal varlığı bulunmadığının tespit edildiği, haciz uygulanan iki aracın değerlerinin düşük olduğu ve araçlar üzerine icra daireleri tarafından konulan hacizle bulunduğu, davalı vergi dairesinin hacizlerde daha alt sırada bulunulduğu dikkate alındığında hacizli araçların satılmaları durumunda dahi kamu alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından, Bölge İdare Mahkemesince davacının sorumlu olduğu dönemler ve dava konusu ödeme emirlerinin dayanağı olarak asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliği hususları da dikkate alınmak suretiyle uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 31/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.