19. Hukuk Dairesi 2016/11255 E. , 2017/6086 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkillinin hafriyat işiyle uğraşmakta olup, davalının ... ilinde yapmış olduğu işler için çeşitli zamanlarda davalının hafriyat ve nakliye işlerini yaptığını ve davalıya yine çeşitli zamanlarda kum temin ettiğini, davalı ile müvekkili arasında bu şekilde yıllardır süregelen bir iş ilişkisi olduğunu, bu işlerin ücretlerinin bir kısmının davalı tarafından ödendiğini, bakiye 29.114,00 TL nin ödenmediğini, bu nedenle ödenmeyen kısımla ilgili ... 2. İcra Müdürlüğünün 2015/4794 E sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi yaptıklarını, borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini, borçlunun yaptığı bu itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazının iptalini ve davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı vekilinin takibe itirazında ... İcra Dairelerinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, İİK."nın 50. maddesi uyarınca, 6100 sayılı HMK" nın 5 -19.maddelerindeki yetki kurallarının icra dairelerinin yetkileri hakkında da kıyasen uygulandığı, 6100 sayılı HMK"nın 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık ve zımni isteklerinin anlaşılmadığı hallerde sözleşmenin yerine getirileceği yerin 6098 sayılı TBK"nın 89. maddesine göre belirleneceğinin belirtildiği, ancak bu gibi hallerde TBK"nın 89. maddesinin uygulanabilmesi için akdi ilişkinin kabul edilmesi gerektiği, davacı tarafın icra takibini faturalara dayandırmış olduğu, fakat faturalar tek taraflı düzenlenebildiği için borcun varlığına ve alacaklı ve borçlu arasındaki olduğu iddia edilen sözleşmeye karine teşkil etmediği, dava dilekçesine ekli veresiye fişlerinde malın/hizmetin davalı tarafından teslim alındığına dair herhangi bir ibarenin bulunmadığı, davacı tarafça davalı ile aralarındaki dava konusu işin yapılacağına veya yapıldığına dair yazılı sözleşme ibraz edilmediği, icra dairesinin yetkisiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki verilerle taraflar arasında akdi ilişkinin mevcudiyetine dair kesin bir sonuca varılamayacağı gibi, akdi ilişkinin olmadığı tespitinde bulunmak da mümkün değildir. O halde sözleşme ilişkisinin varlığı, tarafların buna dair sunacakları delillerin toplanmasından sonra tespit edilebilecek bir olgu haline gelecektir.
Nitekim 6100 sayılı HMK"nun 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu, ilk itirazların ise bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağının müteakip (HMK. md. 117/3) maddesinde düzenlendiği, mahkemenin bu süreçte nasıl bir yöntem takip edeceğinin ise HMK"nun 163-164 maddelerinde açıklandığı görülmektedir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle, mahkemece davalının yetki itirazının anılan hükümler çerçevesinde incelenerek, taraflara yetki konusunda delillerini sunma imkanı tanınarak, varsa delilleri toplanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.