MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İcbar suretiyle irtikap
HÜKÜM : Eylemin görevi kötüye kullanma kabulüyle mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Adli Tıp Kurumu kararlarında ve bilimsel çalışmalarda belirtildiği üzere alkole tolerans kişiden kişiye değiştiği gibi aynı kişide de farklı zamanlarda reaksiyonlarda farklılık olabileceği, kişinin yaşı, kilosu, cinsiyeti, metobolizma hızı, açlık ve tokluk durumu gibi pek çok nedene bağlı olarak vücuttaki alkol oranının azalma hızı değişebileceği, dolayısı ile yarım şişe biranın kaç promil alkole tekabül edeceğinin kişiden kişiye ve ayrıca kişinin tüketim anındaki kişisel durumuna göre farklılık arz edeceği, ayrıca yerleşik Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Dairesi uygulamalarına göre vücuttaki alkol oranının her saat ortalama 15-20 promil düştüğü, dosya arasında mevcut mobese kayıtlarının incelenmesine dair bilirkişi raporuna göre mağdurlara ait aracın saat 05.31 sıralarında durdurulduğu saat 07.25"te düzenlenen adli tabip raporunda sürücü olan mağdur ..."ın alkolsüz olduğunun kayıt altına alındığı cihetle vücuttaki alkol oranının azalma hızı ve aradaki süre farkı nazara alındığında mağdurdaki alkol oranının yasal sınırın üzerinde olması mümkün görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, suç tarihinde ... Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünde trafik polisi olarak görev yapan sanıkların, mağdur ..."ın kullanmakta olduğu aracı kontrol amacı ile durdurdukları, yarım şişe bira içtiğini beyan eden mağdura ceza yazılacağını ancak nakit olarak ödemesi halinde halledeceklerini beyan ettikleri ve mağdurun kendilerine 25 TL menfaat sağlaması karşılığında her hangi bir işlem yapmaksızın gönderdikleri, olaydan iki saate yakın bir süre sonra düzenlenen adli rapor içeriğinde mağdurun alkolsüz olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla, yasal sınırın üzerinde alkollü olmadığından mağdur hakkında adli veya idari
-2-
yaptırım uygulanmasının mümkün bulunmaması karşısında sanıkların sabit görülen eylemlerinin görevlerinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama niteliğinde olduğu ve suç tarihinde yürürlülükte bulunan TCK"nın 257/3. maddesindeki suçu oluşturduğu, söz konusu maddenin sanıklar lehine olan 6086 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki halinde aynı maddenin birinci fıkrasına atıf yapılması nedeniyle de 3. fıkra yerine 1. fıkra uyarınca hüküm kurulması sonuca etkili bulunmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanıklar hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca "Cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına" karar verilmesi yerine, öngörülen yasaklamanın memuriyet görev ve yetkileriyle sınırlı tutularak, sadece "memuriyet hak ve yetkilerini kullanmaktan yasaklanmasına" şeklinde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet Savcısının ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerdeki TCK"nın 53/5. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin "Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanıkların aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca mahkemenin takdiri de nazara alınarak cezanın infazından sonra işlemek üzere 2 ay 15 gün süreyle bu hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına" şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.