17. Hukuk Dairesi 2018/2462 E. , 2019/9547 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminata ilişkin davadan dolayı ilk derece mahkemesi Kırıkhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 09.11.2017 gün ve 2016/79 Esas, 2017/441 sayılı karara karşı davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvurusu üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen 06.03.2018 gün ve 2018/257-2018/266 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 19.02.2012 günü davacı sürücünün seyir halinde iken davalı ... şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olan araç ile çarpışması ile meydana gelen çift taraflı kazada hiçbir kusuru olmayan müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile 152.971,13 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, poliçe limitiyle kusur oranında sorumlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 152.971,13 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Kırıkhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 09/11/2017 gün ve 2016/79 Esas, 2017/441 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, Hukuk Muhakemeleri
Kanunu"nun 353. maddesinin 1. fıkrası (b) bendinin 2. maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile 146.311,83 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...Ş."den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece verilen karara yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davacı sürücünün karşı araç trafik sigortacısından (ZMSS) cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa"nın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa"nın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, davalı ... şirketi kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacaktır.
Somut olayda; mahkemece, hükme esas alınan 24/04/2017 tarihli raporda, çarpışmanın, araçların sol tarafında meydana geldiği, bu nedenle kazanın yolun ortalarında meydana geldiği, bu durumda her iki sürücünün de şerit ihlalinde bulunduğunun kabulünün zorunlu olduğu, yol içinde bulunduğu anlaşılan büyükbaş hayvanlara çarpılmadığı da düşünüldüğünde bu durumun kazada asli etmen olmadığı, bu nedenle ATK raporuna belirtilen görüşe katılmanın mümkün olmadığı, sonuç olarak dava dışı ... (karşı araç-davalı sigortacıya sigortalı araç sürücü) olayda %40, davacı sürücü ..."ün %40 oranında kusurlu olduğunun kabulünün gerekli olduğu, yola giren büyükbaş hayvanların ise olayın oluşunda %20 oranında etkili olduğu bildirilmiştir. Mahkeme, davacının %40 kusuruna tekabül eden tutarı mahsup ederek kendi kusuru dışında meydana gelen zarar miktarı 152.971,13 TL maddi tazminata hükmetmiş. Bölge Adliye Mahkemesince de; davalı ... şirketi her ne kadar kendi sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile kısıtlı olduğunu, kendileri dışındaki taraflara ait kusurdan sorumlu olamayacaklarını belirtmiş ise de davacı 19/02/2016 günlü dava dilekçesinde 19/02/2012 gününde meydana gelen trafik kazası nedeni ile uğramış olduğu zararı davalıdan talep ettiğini, davacının kendi kusuru dışındaki zararın tümünü müştereken ve müteselsilen sorumlu olan kişilerden talep etme hakkı bulunduğunu, davacının söz konusu kazadaki kusurunun bilirkişi raporu ile %40 olarak belirlendiğini, davacının kendi kusuru dışında meydana gelen zararının tamamını davalıdan istemesinde herhangi bir yanlışlık olmadığı belirtilerek davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Davalı ... şirketi, karşı araç trafik sigortacısı(ZMSS) olup davacı sürücü, kusursuz olduğunu iddia ederek yaralanmasından bahisle maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Dava konusu 19.02.2012 tarihli kaza tespit tutanağında davacı ...’ün şeride tecavüz nedeni ile asli kusurlu, davalı ... şirketine sigortalı karşı araç sürücüsü dava dışı ... ’in kusursuz olduğu belirtilmiş olup işbu kaza tespit tutanağında yola çıkan ineklerden bahsedilmemiştir. Hükme esas alınan 24/04/2017 tarihli
raporda tanık ifadeleri değerlendirilmiş ve dava dışı ... (karşı araç-davalı sigortacıya sigortalı araç sürücü) olayda %40, davacı sürücü ..."ün %40 oranında kusurlu olduğunun kabulünün gerekli olduğu, yola giren büyükbaş hayvanların ise olayın oluşunda %20 oranında etkili olduğu bildirilmiştir. Mahkemece ve Bölge Adliye Mahkemesince, davacının dava açarken kusursuz olduğu iddiası ile dava açtığı, kaza tespit tutanağında yola giren büyükbaş hayvanların olaya etkisinden söz edilmediği gözetildiğinde davalı ... şirketine sigortalı dava dışı araç sürücüsü ... ’in %40 kusuruna tekabül eden tazminata hükmedilmesi gerekirken davacı sürücünün %40 kusuru düşülerek yola çıkan ineklerin %20 olaya etkisi ve davalı araç sürüsü %40 olmak üzere toplam %60 kusura tekabül eden zarardan davalının sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. Açıklanan yönler gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, yerel mahkemece davalı tarafın %40 kusuruna tekabül eden tutara göre tazminat belirlemesi yapılmaması bozma sebebi yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi Kararının BOZULMASINA; 6100 sayılı HMK 373/2 maddesi uyarınca dosyanın karar veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.