20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14363 Karar No: 2017/642 Karar Tarihi: 31.01.2017
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/14363 Esas 2017/642 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı ile davacı arasındaki eşyaların iadesi ve maddi manevi tazminat talebi üzerine açılan dava, öncelikle 2. Aile Mahkemesi'nde görülmüş ancak bu mahkeme uyuşmazlığın yetkisizliğine karar vererek dosyayı 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne göndermiştir. 6. Asliye Hukuk Mahkemesi ise uyuşmazlığın nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin iadesi davası olarak nitelendirilmesi gerektiğini belirterek Aile Mahkemesi'nin yetkili olduğuna karar vermiştir. Ancak davacı ile davalı arasındaki ilişkinin yasal olarak korunması gereken bir birliktelik olmadığından uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kararlaştırılmıştır. Kararda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 21 ve 22. maddelerine göre 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkisiz olduğuna karar verilerek YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE hükmedilmiştir.
20. Hukuk Dairesi 2016/14363 E. , 2017/642 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... 2. Aile ve ... 6. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, eşyaların iadesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. ... 2. Aile Mahkemesince; uyuşmazlığın TMK"nın 2. kitabında yer alan ve aile mahkemesinin görev alanına giren davalardan olmadığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesince ise uyuşmazlığın nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin iadesi davası olarak nitelendirilmesi gerektiğinden aile mahkemesinn görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacı, davalı ile resmi nikah olmadan evlendiklerini, davalının kendisini kandırarak resmi nikah yapmadığını, kendisine ait 20.000.-TL tutarında çeyiz ve ev eşyasına el koyduğunu ileri sürerek eşyaların iadesi ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise cevap dilekçesinde, davacı ile müvekkili davalının resmi nikah olmaksızın geleneklere uygun şekilde düğün yaparak evlendiklerini, nikah yapılmasına davacının yanaşmadığını, düğünden üç hafta sonra davacının evde bulunan altınları,davalıya ait paraları ve çeyiz olarak getirdiği eşyaları alarak gittiğini, müvekkilinin dolandırıcılık suçundan davacı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Dosya kapsamından davacı ile davalı düğün yaparak gayri resmi olarak bir araya gelmişler ve kısa sürede olsa birlikte yaşamışlardır. Bu durumda nişandan ve yasal olarak korunması gereken bir birliktelikten söz edilmesi mümkün olmadığından, haksız zenginleşmeden ve tazminat isteminden kaynaklanan uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 31/01/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.