17. Ceza Dairesi 2018/7428 E. , 2019/8806 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
Mala zarar verme suçu yönünden zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
I-Sanık hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Suç adının iş yeri dokunulmazlığının ihlali olmasına karşın gerekçeli karar başlığında konut dokunulmazlığının ihlal etme olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Yasa"nın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverilme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağının anlaşılması karşısında; sanığın adli sicil kaydına göre, önceki suçlarının içinde tekerrüre esas alınabilecek en ağır mahkumiyet olan Adan 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/520 Esas, 2014/579 Karar sayılı, 25/11/2014 tarihinde kesinleşen, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen, 1 yıl 8 ay hapis cezasını içeren ve tekerrür hükümlerinin tatbik edildiği mahkumiyetin tekerrüre esas alınıp bu ilam nedeniyle ikinci kez mükerrir olan sanığın, 5275 sayılı Yasanın 108/3. maddesi uyarınca koşullu salıverilmeden yararlanamayacağı hususunun karar yerinde gösterilmesi gerekirken; sanık hakkında daha az cezayı içeren ve tekerrür hükümlerinin uygulanmadığı Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/202 Esas, 2014/1014 Karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Yasa"nın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverilme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağının anlaşılması karşısında; sanığın adli sicil kaydına göre, önceki suçlarının içinde tekerrüre esas alınabilecek en ağır mahkumiyet olan Adan 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/520 Esas, 2014/579 Karar sayılı, 25/11/2014 tarihinde kesinleşen, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen, 1 yıl 8 ay hapis cezasını içeren ve tekerrür hükümlerinin tatbik edildiği mahkumiyetin tekerrüre esas alınıp bu ilam nedeniyle ikinci kez mükerrir olan sanığın, 5275 sayılı Yasa"nın 108/3. maddesi uyarınca koşullu salıverilmeden yararlanamayacağı hususunun karar yerinde gösterilmesi gerekirken; sanık hakkında daha az cezayı içeren ve tekerrür hükümlerinin uygulanmadığı Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/202 Esas, 2014/1014 Karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya kapsamına göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK"nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır.
TCK"nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
2-Somut olayda ise; suça konu güvercinin değerinin 15,00 TL olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK"nun 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-T.C. Anayasa Mahkemesinin, 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 11/06/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.