21. Hukuk Dairesi 2016/1619 E. , 2017/4104 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, almakta olduğu aylığından yapılan sosyal güvenlik destek primi kesintilerinin her bir kesinti için kesinti tarihinden itibaren faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının emekli aylığından sosyal güvenlik destek primine ilişkin olarak yapılan 7.256,65 TL kesintinin her bir kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya 01/03/2005 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 14/08/1996 tarihinden beri ....Mühendislik Mak Tic ve San Ltd Şti."nin ortağı olduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğünden getirtilen kayıtlara göre şirketin 17/02/2014 tarihinde resen terkin işleminin yapıldığı, davacının şirket ortaklığı nedeniyle SGDP tescilinin yapılarak 2008/11-2014/3. aylar arasındaki dönem için yaşlılık aylıklarından SGDP kesintisi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Şirket ortaklarının sigortalılığı tamamen resmi kayıtlara dayandığından bu sigortalılığın iptali ancak Yasadaki sona erme hallerinin gerçekleştiğinin kanıtlanması durumunda olanaklıdır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasanın değişik 24. maddesine göre, zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılanlar iki gruba ayrılmıştır. Birinci grup sigortalılar, 24. maddenin (a) bendinde sayılı ve sınırlı olarak belirtilen sigortalılar, ikinci grup sigortalılar ise (b), (c), (d), (e), (f), (g) bentlerinde sınırlı olarak belirtilen şirket ortağı olan sigortalılardır. Hiç kuşkusuz bir kimsenin sigortalı sayılması için ön koşul yukarıdaki bentlerin öngördüğü koşullara sahip olma ile mümkündür. Sigortalı olma ön koşullarının (a) bendi ile diğer bentler arasında belirgin farklılıklar gösterdiği madde içeriğinden anlaşılmaktadır.
Şöyle ki, 24. maddenin (a) bendi dışında kalan (b), (c), (d), (e), (f), (g) bentlerinde belirtilen sigortalılardan sayılmak için ön koşul (b), (c), (d), (e), (f), (g) bentlerinde sayılan şirketler ortağı olmak yeterlidir. Başka bir anlatımla, şirket ortaklarının zorunlu Bağ-Kur üyesi olması için 24. maddenin (a) bendinin öngördüğü koşullara sahip olmaları zorunlu değildir.
5510 sayılı Yasanın 5754 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde de sigortalı sayılanlar ile ilgili benzer bir hüküm bulunmaktadır. Söz konusu Yasanın 4/1-b maddesi, eski Bağ-Kur sigortalılığının devamı niteliğindeki sigortalılıktır. Maddeye göre; ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle basit veya gerçek usulde vergi mükellefi olanlar, gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olanlar ve Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin tüm ortakları sigortalı olarak kabul edilir.
Söz konusu hükümler doğrultusunda, şirket ortakları yönünden Bağ-Kur kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup şirketin faaliyetinin olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacının şirket ortaklığı devam ettiği sürece 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur (5510 sayılı Yasanın 4/1-b) sigortalısı olarak kabul edilmesi ve yaşlılık aylıklarından SGDP kesilmesi şeklinde gerçekleşen Kurum işleminin doğru olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.