5. Ceza Dairesi 2014/5169 E. , 2017/4564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet (sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında), zimmete yardım (sanıklar ... ve ...hakkında), zimmet, dolandırıcılık, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği (sanık ... hakkında)
HÜKÜM : Sanıklar...ve ..."in zimmet suçundan beraatlerine, sanık ..."in zimmet, sanık ..."ın kullanma zimmeti, sanıklar... ve ..."ın nitelikli zimmet, sanık ..."in dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasına ilişkin olarak eylemleri kül halinde zimmet suçunu oluşturduğundan hüküm kurulmasına yer olmadığına, nitelikli zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından mahkumiyetlerine
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasına ilişkin olarak eylemleri kül halinde zimmet suçunu oluşturduğundan hüküm kurulmasına yer olmadığına dair ayrıca ve açıkça da temyiz edilmemiş olan karar hüküm nitelinde bulunmadığından, iddianame içeriğine göre kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan müdahil sıfatını alabilecek surette doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan Düzce Üniversitesi Rektörlüğünün usulsüz olarak anılan suçla ilgili olarak da müdahilliğine karar verilmesi hükmü temyiz hakkı vermeyeceğinden, vekilinin kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca
-2-
REDDİNE, sanık ... hakkında tayin olunan cezaların miktarına göre koşulları bulunmadığından vaki duruşma isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar ..., ... ve ... haklarında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle sanıklar hakkında verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanık ..."in zimmet, sanık ..."ın kullanma zimmeti, sanıklar Metin ve Murat"ın nitelikli zimmet, sanık ..."in nitelikli zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından mahkumiyetlerine, sanık ..."nın ise zimmet suçundan beraatine dair hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK"nın 247. maddesinde düzenlenen zimmet suçunun oluşması için "kamu görevlisinin veya özel mevzuatları gereği kamu görevlisi gibi cezalandırılabilen kişilerin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının yararına zimmetine geçirmesinin" gerektiği, TCK"nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve ancak kamu görevlisi tarafından işlenebilen zimmet suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, Dairemizin istikrar kazanan uygulamalarına göre kamu görevlisinin/memurun görevlendirilmesine yasal engel bulunmadığı takdirde, sözlü de olsa görevlendirildiği veya fiilen para tahsili yaptığı hallerde gerçekleştirdiği mal edinme eylemlerinin zimmet vasfında olacağı nazara alındığında, sanıkların görev kapsamının belirlenmesine ilişkin yazı cevaplarında açıklık bulunmaması karşısında, suç vasfının tespitine yönelik sanıkların görev ve yetkilerinin tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği nazara alınarak, öncelikle mahkumiyetlerine karar verilen sanıkların suç tarihlerinde para tahsili görevlerinin ya da para üzerinde koruma ve gözetim sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, fiilen para tahsili ile görevlendirilip görevlendirilmedikleri, sanık ..."in suça konu senedi düzenleme görev ve yetkisinin bulunup bulunmadığı, sanıklar ... ve ... tarafından yapıldığı kabul edilen üzerine usulsüz makbuz transferi yapılmış olan hastanın kuruma tedaviye ilişkin giderleri ödeyip ödemedikleri (tedavi giderleri ödenmiş hastanın üzerine transfer yapılıp yapılmadığı) hususları kurumdan sorulup, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
5237 sayılı TCK"nın 204/2. maddesinde düzenlenen “Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçunun oluşması için sahte resmi belgeyi düzenleyen kamu görevlisinin belgeyi düzenlemeye yetkili olması, görevi sırasında ve kanuni yetkisine dayanarak bir belgeyi sahte olarak düzenlemesi ve düzenlenen belge ile kamu görevlisinin görevi arasında nedensellik bağının bulunması gerektiği nazara alındığında; ... tarafından yazılan müzekkereye verilen 10/11/2010 gün ve 2846 sayılı cevabi yazıda"...Yapılan araştırmada belirtilen tarihte senet düzenlemesi işi ile ilgili bir görevlendirmenin yapılmadığı ve bu birimlerde çalışan herkes tarafından senet tanzim edildiği öğrenilmiştir." şeklindeki açıklama gözetildiğinde, sanığın savunmasına göre ...nin senetlerin tanzim şekline ilişkin
-3-
olarak tanık olarak dinlenilmesinden sonra, düzenlenen belge ile sanık ..."in görevi arasında nedensellik bağının nasıl oluştuğu açıklanıp, suça konu senedin hangi tarihte düzenlendiği de kesin olarak saptanıp, eylemin TCK"nın 204/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturup oluşturmadığı açıklanıp, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu belge aslı celp edilerek incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde belge aslının dosya içine konularak, iğfal kabiliyetinin ne şekilde oluştuğunun da kararda tartışılıp, değerlendirilmesi gerektiği de gözetilmeden, sanığın 657 sayılı DMK"nın 4/b maddesi uyarınca sözleşmeli olarak çalıştığını beyan etmesi karşısında bir kadro karşılığı gösterilmek suretiyle çalıştırılan sözleşmeli personel statüsünde olup olmadığının kesin olarak tespit edilmesi, kadro karşılığı çalıştırıldığının anlaşılması halinde resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak 2547 sayılı Yasanın 53/c maddesi uyarınca, görevi dolayısıyla işlediği ileri sürülen suçu nedeniyle yargılanabilmesi için hakkında yükseköğretim kurulu başkanınca veya disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri soruşturmacı tarafından yapılacak ilk soruşturma üzerine, yetkili il idare kurulunca son soruşturmanın açılmasına dair lüzum-u muhakeme kararı verilmesi durumunda kovuşturma şartının oluşacağı cihetle, sahtecilik suçundan dolayı durma kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sanık ... müdafiin verilen süreye rağmen vekaletnamesini ibraz etmediği gözetilmeden sanık lehine vekalet ücretine hükmolunması,
Kabule göre de;
Sübutu kabul edilen zimmet miktarlarının kurum görevlisi bilirkişilerin araştırmasıyla tespit edildiği anlaşılmakla, kullanılan kaba hilenin zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya ne suretle elverişli olduğu açıklanıp tartışılmadan sanıklar...ve ... hakkında TCK"nın 247/2. maddesinin uygulanması,
Ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararının verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanıklar tarafından işlendiğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak biçimde kanıtlanması ve şüphenin masumiyet karinesinin gereği olarak sanıklar lehine değerlendirilmesi gerektiği, hukuka aykırı deliller dışlandığında, dosya kapsamına göre aldığı parayı kaybedip sonra ödediğini beyan eden sanık ... hakkında bu beyanı olmasa mahkumiyet kararı verilemeyecek olması gözetildiğinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/10/2011 gün ve 175-210 sayılı Kararında ifade edildiği üzere, beyanın bir kısmına itibar edilip bir kısmına itibar edilmemesinin, “ikrarın bölünmezliği” ilkesi ile “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesine aykırı olduğu gözetilip tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanık ..."in 15/02/2007 de işe başladığı, 21/02/2007 de Acil Hasta-Kabul biriminde görevlendirildiği sübutu kabul edilen eylemin 02-09/04/2007 tarihinde tedavi gören hastaya ilişkin olduğu da nazara alındığında, sanıklar ..., ... ve ..."ın atılı suçları işlediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı, savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Sanık ... hakkında nitelikli zimmet suçundan kurulan hükümde sonuç cezanın 7 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası yerine 6 yıl 21 ay 22 gün olarak, sanık ... hakkında nitelikli zimmet suçundan kurulan hükümde sonuç cezanın 6 yıl 3 ay hapis cezası yerine 5 yıl 15 ay olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
Suç tarihindeki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücü nazara alındığında, Kıymet dışındaki sanıkların zimmete geçirildiği kabul edilen paranın değerinin azlığı nedeniyle TCK"nın 249. maddesi uyarınca Kıymet dışındaki sanıklar hakkında tayin olunan cezadan indirim yapılması gerektiğinin nazara alınmaması,
Suçların 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesi karşısında sanıklar hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçu yönünden kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 26/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.