8. Hukuk Dairesi 2010/1174 E. , 2010/3459 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine, ... ve Çayırköyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.07.2009 gün ve 439/196 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak 3268, 3269 ve 4375 parsellerin sınırında bulunan dava konusu taşınmaz bölümünün vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili, tescil konusu taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılamayacak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlar, davalı köy tüzel kişiliği yargılama oturumlarında temsil olunmamıştır.
Mahkemece, önceki kararda davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda gösterilen 506.82 m2 yüzölçümlü taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine; Dairece, araştırma ve inceleme eksikliğine değinilerek bozma sevkedilmiş, mahkemece bozmaya uyularak bu kez davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda gösterilen 498.48 m2 yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17.maddeleri uyarınca tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Bozma ilamına uyulmakla taraf yararına usulî kazanılmış hak oluşur ve uyulan bozma ilamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapma zorunluluğu doğar. Bozma ilamında, taşınmazın çevresinde bulunan parsellere ait tapu kayıtları ile dayanak belgeleri getirtilerek taşınmaz yönünü nasıl gösterdiğinin belirlenmesi gerektiğine işaret edilmiş ise de mahkemece dilekçede bildirilen 3268 ve 3269 parsellerin dayanağı Mayıs 1928 tarihli tapu kaydı ile tüm tedavülleri getirtilerek taşınmaz başında uygulanmamış, dava dilekçesinde açıklanan 4461 parsele ait Kocaeli 4.Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası ile teknik bilirkişi raporunda gösterilen ve taşınmazın doğusunda olup dava dışı Halis Gürdal tarafından kullanılan yere ait Kocaeli 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/364 Esas ve 2008/163 Karar sayılı dava dosyaları getirtilerek keşif ve belgelere göre tescil konusu yerin nasıl gösterildiği üzerinde durulmamış, sınırda bulunan Osman Eski, Hamdi Ercan tarafından kullanılan yerlerle ilgili tescil davası ya da hükmü bulunup bulunmadığının araştırılarak taşınmaz başında uygulanmak suretiyle niteliği açıklığa kavuşturulmamıştır.
Diğer yönden; bozma ilamında taşınmazın kapsamını belirleyen infaza elverişli fenne uygun krokili raporun teknik bilirkişi tarafından düzenlenmesi gerektiğine işaret edilmiş olmasına karşın tescil konusu yer, konumu ve çevresindeki parsellerle ilişkisi kadastro paftası üzerinde gösterilmemiş, bu konuda teknik bilirkişiden ayrıntılı ve denetime açık rapor alınmamıştır. Mahkemece bozma gerekleri yerine getirilmeden ve yeterli araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru ve yerinde görülmemiştir.
Bundan ayrı; 2004 yılında yürürlüğe giren 5216 sayılı Kanunun geçici 2 .maddesi uyarınca, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin sınırları İl mülki sınırları olarak belirlenmiştir. Dava, TMK.nun 713/1.maddesi uyarınca tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Aynı maddenin 3.fıkrası hükmüne göre; tescil davası, Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişilerine karşı açılır. Tescil konusu taşınmaz Kocaeli Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde bulunduğuna göre davanın Kocaeli Büyükşehir Belediyesine yöneltilmesi, yargılamaya geldiği takdirde savunma ve delillerinin tesbiti ile ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekmektedir. Anılan hüküm uyarınca taraf teşkili yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır.
Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar uyarınca, davanın Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilmesi, yargılamaya geldiği takdirde savunma ve delillerinin toplanması, çevresinde bulunan ve bölgeden Dairemize intikal eden dosyalardan davalı olduğu anlaşılan tescil konusu yerin çevresinde bulunan şahıslara ait taşınmazlara ilişkin dava ve hüküm dosyaları ile dayanak tapu kayıtlarının bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmesi, HUMK.nun 259.maddesi hükmü uyarınca; dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak aynı kanunun 258.maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanıkların davetiye ile çağrılması, dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle niteliği, davacının bu yeri nasıl imar ve ihya ettiği, imar ve ihyanın başlama ve bitiş tarihleri, imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar davacı lehine kazanma süresinin geçip geçmediğinin kendilerinden ayrıntılı olarak sorulup belirlenmesi, çevre taşınmazlara uygulanan kayıtlar ile hüküm dosyalarına ait krokiler keşifte uygulanmak suretiyle tescil konusu yeri nasıl gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiden taşınmazın çevre parsellerle irtibatını gösterecek şekilde kadastro paftası üzerinde gösterilmek suretiyle hazırlanmış infaza elverişli ve denetime açık rapor alınması, temyiz incelemesi sırasında gözönünde tutulmak üzere HUMK.nun 366. Maddesi hükmü uyarınca tescil konusu taşınmaz ve çevresinin resimlerinin çektirilip mahkeme hakimi tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması ondan sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.