20. Hukuk Dairesi 2015/15516 E. , 2017/633 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2007 yılında yapılan kadastro sırasında ... köyü 101 ada 1 parsel sayılı 419626 m2 yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve 06.11.2007-06.12.2007 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir.
Davacıların 18.11.2008 tarihinde kadastro mahkemesinde kendi adlarına tescil istemiyle açtığı dava, mahkemenin 03.06.2010 gün 2008/50-2010/152 sayılı görevsizlik kararı ile kadastro tespitinin kesinleştiği gerekçesiyle asliye hukuk mahkemesine devredilmiş, mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli (A) harfi ile işaretli 10400 m2 taşınmazın tespit gibi orman niteliği ile tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu vardır.
Mahkemece hükme esas alınan uzman bilirkişi raporlarında, çekişmeli taşınmazın 1959 tarihli memleket haritasında orman sayılan yerlerden olduğu, eğiminin % 15-20, üzerinde kök sistemine bağlı, 0.3 kapalılıkta, halen 5-10 yaşlarında meşeler olduğu, tarımsal faaliyet bulunmadığı açıklanmış, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; uzman bilirkişi raporunda incelendiği bildirilen 1959 yılı memleket haritasının yapımına esas alınan hava fotoğrafı dosyaya eklenmediği gibi, memleket haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenmek suretiyle birbiri üzerine çakıştırıldığı bir uygulama da bulunmamaktadır, taşınmazın yeri memleket haritası üzerine bilirkişi tarafından yaklaşık olarak kırmızı ile boyanmak suretiyle işaretlenmiştir. Bundan ayrı; davacıların tutunduğu R.Evvel 289 tarih 51 numaralı ....oğlu .... adına kayıtlı 24 dönüm yüzölçümlü tapu kaydının sınırları; yön belirtilmeksizin dere, duvar, sırt, ... okumakta olup, değişir ve genişletilmeye elverişli sınırlar içeren kayıt mahalline yöntemince uygulanmamıştır.
6831 sayılı Kanunun 1/G maddesi "orman sınırları dışında olup, yüzölçümü üç hektarı aşmayan sahipli arazideki her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler orman sayılmaz." 1/F maddesi ise “ orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleriyle özel mülkiyette bulunan ve tarım arazisi olarak kullanılan dağınık veya yer yer küme ve sıra halindeki her nevi ağaç ve ağaççıkla örtülü yerler orman sayılmaz” hükmünü
içermekteyse de bu hükümlerin uygulanabilmesi için dayanılan tapu kaydının öncesi itibarıyla orman sayılmayan yerde oluşmuş olması ve miktarı ile taşınmaza uyması gerekir.
O halde; mahkemece önceki keşiflerde görev almamış serbest orman mühendisi, fen elemanı ve ziraat uzmanından oluşan bilirkişi heyeti ile yeniden yapılacak keşifte, yöreye ait 1959 tarihli memleket haritası ile bu haritanın yapımına esas alınan hava fotoğrafları bulunduğu yerden getirtilerek, kadastro paftası ile ölçekleri eşitlendikten sonra, bilgisayar ortamında birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle orman sayılan ve orman sayılmayan kesimler belirlenmeli, üzerindeki ağaçların cinsi, sayısı, kök yaşı, taşınmazdaki dağılımı, kapalılık oluşturup oluşturmadığı, hakim ağaç türünün ne olduğu konusunda ziraat uzmanından rapor alınmalı, öncesi orman sayılmayan ve sonradan ormanlaştığı belirlenen yerler varsa, ağaç yaşı ile memleket haritasının tarihi karşılaştırılarak uzman bilirkişi raporlarının doğruluğu denetlenmeli, yine öncesi orman sayılmayan yerlerdense, dayanılan tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle uygulanmalı, taşınmaza uyup uymadığı; uyuyor ise, değişir ve genişletilmeye elverişli sınırlar içerdiği gözetilerek tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/C maddesi gereğince belirlenmeli, komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile davalı oldukları dosyalar getirtilerek incelenmeli, çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği ve bilirkişi, tanık sözlerinin doğruluğu resmi belge niteliğindeki bu kayıtlarla denetlenmeli, resmi belgelere aykırı olan tanık sözleri dikkate alınmamalı, öncesi itibarıyla orman sayılmayan yerlerden olup, tapu kaydı da taşınmaza uyuyorsa 6831 sayılı Kanunun 1/F ve 1/G maddelerinin uygulama yeri olup olmadığı tartışılmalı, davacı tarafça vergi kayıtlarına da dayanılmışsa da; taşınmazda zilyedlik bulunmadığı açıklandığından ve vergi kaydı mülkiyet belgesi olmadığından, zilyedlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemeyeceği düşünülmeli, öncesi orman sayılan yerlerden ise 4785 sayılı Kanun karşısında dayanılan tapu kaydının yasal değerini yitirmiş olacağı düşünülmeli bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde iadesine 31/01/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.
Başkan