5. Hukuk Dairesi 2020/8074 E. , 2021/3581 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulü ile 51.357,70-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; Denizli Köyü 129 ada 22 parsel sayılı 2705,99m² yüzölçümündeki taşınmazın 129 ada 14 ve 15 parsellerin tevhidi ile oluşan ve Abdülkadir Altan ve ... adına tescil edilen 129 ada 1 parselin ifrazı ile oluştuğu, 129 ada 22 parselin ifraz sonucu 15/12/2000 tarihinde fındıklık ve 2 katlı kargir ev vasfı ile davacı adına tescil edildiği, taşınmazın kısmen Karayolları Genel Müdürlüğünce kamulaştırılması üzerine Beşikdüzü Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/237 - 2007/106 sayılı kararıyla 82,76 m2"sinin tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine ve kamulaştırma bedelinin davacıya ödenmesine karar verildiği, bu kararın temyiz incelemesinden geçerek 27/04/2008 tarihinde kesinleştiği, ayrıca Hazine tarafından aynı taşınmaza ilişkin açılan tapu iptali davasında Beşikdüzü Asliye Hukuk Mahkemesinin, 2006/25 - 2006/187 sayılı kararıyla davanın kabulüne dava konusu taşınmazın 331,34 m2"sinin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesi ile bu kısmın tapusunun iptaline karar verildiği; hükmün 24/09/2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Arsa niteliğindeki Denizli Köyü 129 ada 22 taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle yasa hükümlerine uygundur.Ancak,
Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat istemine ilişkin davalarda da uygulanır. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin, değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan, zaruret olmadıkça yakın bölgelerde bulunan ve değerlendirme tarihine yakın emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda somut emsal olarak alınan 117 ada 13 parsel sayılı taşınmaz dava konusu taşınmaz ile benzer özellikler taşımadığı gibi satış tarihinin 1990 olması nedeniyle aradan geçen uzun sürenin yanıltıcı sonuçlara götürebileceği de dikkate alındığında emsal alınan taşınmazın belirtilen tarihteki satışı dava konusu taşınmazın değerlendirilmesinde emsal olma niteliği taşımamaktadır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.