Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/2066 Esas 2019/6560 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2066
Karar No: 2019/6560
Karar Tarihi: 22.10.2019

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/2066 Esas 2019/6560 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Büyükçekmece 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanığın uyuşturucu madde bulundurma suçlamasıyla mahkumiyetine karar verildi. Ancak verilen kararda, kanun yoluna başvuru süresinin yanıltıcı şekilde belirtildiği ve kararın tebliğ edilmediği için usulüne uygun olarak kesinleşmediği anlaşıldı. Bu nedenle 21/06/2011 tarihinde verilen kararın yok hükmünde olduğu ve mahkûmiyet hükmünün verildiği tarihten temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar dava zamanaşımının dolduğu saptandı. Bu sebeple hüküm BOZULDU ve sanık hakkındaki kamu davası zamanaşımı nedeniyle DÜŞTÜ. Kararda, Anayasa'nın 40/2, CMK'nın 34/2, 231/2 ve 252/6 maddeleri uyarınca hükümde başvurulacak kanun yolu, mercii, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin ne zaman başlayacağı gibi hususların açıkça ve yanıltıcı olmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, 5237 sayılı TCK'nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi ile 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğu ifade edildi. Kararda ayrıca, bozma sebebine göre 5320 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK'nın 322

10. Ceza Dairesi 2019/2066 E. , 2019/6560 K.

"İçtihat Metni"

Mahkeme : BÜYÜKÇEKMECE 11. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hükümler : a) Mahkûmiyet
b) Hükmolunan cezanın aynen infazı

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Anayasanın 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 231/2. ve 252/6. maddeleri uyarınca hükümde başvurulacak kanun yolu, mercii, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin ne zaman başlayacağının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup, sanığın yüzüne karşı verilen 21/06/2011 tarihli kararda kanun yoluna başvuru süresinin “tefhimden itibaren" yerine, yanıltıcı biçimde “tefhim ve tebliğinden itibaren” başlayacağının belirtildiği ve kararın tebliğ de edilmediği bu nedenle mahkemece 21/06/2011 tarihinde verilen kararın usulüne uygun olarak kesinleşmediği anlaşıldığından o tarihten sonra verilen kararların yok hükmünde bulunduğu ve temyiz isteminin süresi içerisinde 21/06/2011 tarihli karara yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede anlaşılması karşısında;
Mahkûmiyet hükmünün verildiği 21/06/2011 tarihinden, temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi ile 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; bozma sebebine göre, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 22/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.