7. Hukuk Dairesi 2014/843 E. , 2014/4119 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Adana 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 19/11/2013
Numarası : 2012/511-2013/667
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı işçi iş sözleşmesinin işverence sendikal nedenle feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine, buna bağlı tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, 03/05/2012 tarihinde işyerinde grev başladığını, 3,5 ay süren bu grevin müvekkili ile ... Gıda İş Sendikası arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesi ile sona erdiğini, ancak söz konusu sözleşme imzalandıktan sonra da bir kısım işçilerin ve davacının diğer işçileri olumsuz yönde etkilediklerinin tespit edildiğini, davacının şirkette 3 vardiyada yemek boykotu yapılmasına ilişkin diğer işçileri teşvik ettiğini, 16.09.2012 tarihinde davalı işveren tarafından iş sağlığı ve iş güvenliği yemeğine katılmadığını, çalışma arkadaşlarının da katılmasını engelleyerek boykotta bulunduklarını, davacının yemek boykotunda ve yapmakla ödevli olduğu görevlerini yapmamakta ısrarını sürdürmesi gerekçesi ile davacının tüm alacakları ödenerek iş akdinin sona erdirildiğini, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının fesih ihbarnamesinde belirtilen yazılı sebepler nedeni ile iş akdinin feshedildiği bildirilmiş ise de işverenin dosyaya sunduğu belgelerden ihbarnamede geçen yazılı sebepler nedeni ile işçinin savunmasının alınmadığı, ayrıca dinlenen davacı ve davalı tanıkları da davacının herhangi .../..
bir şekilde yemek boykotu yapılmasını teşvik ettiğini bilmedikleri, ayrıca geleneksel katılmayan sendika işçilerinin evine baskın yapıp yapmadıkları hususunda bir bilgilerinin olmadığını, gelen emniyet kayıtlarında davacı ile ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı hususlarının açık olup, işverenin fesih nedeninin işçinin yazılı savunmasının alınmaması ve yasal deliller ile ispatlanamamış olması nedeni ile geçersiz olduğu anlaşılmakla işverenin iş akdinin feshinin geçersizliğine, davacının işe iadesine, ancak işverenin iş akdinin davacının sendikal faaliyet nedeni ile sona erdirdiğine ilişkin dosya kapsamından delil elde edilemediğinden sendikal tazminat talebi yönünden davacı talebinin reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Sendikal tazminat 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin üçüncü fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin uygulanması veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamayacağı kuralı getirilmiştir. Konuya dair bir başka güvence bahsi geçen maddenin beşinci fıkrasında öngörülmüş, işçilerin sendikaya üye olmaları veya olmamaları sebebiyle iş sözleşmelerinin feshedilemeyeceği, yine yasaya uygun sendikal faaliyetler sebebiyle işten çıkarılamayacakları ya da farklı uygulamaya tabi tutulamayacakları hükme bağlanmıştır.
İşverenin 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarına aykırı davranması halinde, işçinin bir yıldan az olmamak üzere sendikal tazminata hak kazanacağı hususu da Yasada ifadesini bulmuştur.
2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinde 4773 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrasında, işçinin iş sözleşmesinin sendika üyeliği ya da sendikal faaliyetleri sebebiyle feshedilmesi halinde, doğrudan sendikal tazminat talep hakkının olmadığı açıklanmış, 4857 sayılı İş Kanununun iş güvencesine dair hükümlerinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir. Fesih dışında kalan sendikal nedene dayanan ayrımcılık hallerinde ...
ise, işçinin doğrudan sendikal tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.
4773 sayılı Yasa ile sözü edilen maddeye eklenen yedinci fıkrada ise, iş güvencesi hükümlerinin uygulaması dışında kalan hallerde ve feshe bağlı tazminat istekleriyle sınırlı olmak üzere ispat yükünün işverene ait olduğu öngörülmüştür. Bu durumda sendikal nedenle fesih iddiasıyla açılan feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade davasında ispat yükü, önceden olduğu gibi işçi üzerindedir. Ancak, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayan bir işçinin açmış olduğu sendikal tazminat isteklerini içeren bir davada, aksinin ispatı işverene aittir.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut olayda; dosya içeriğine göre, fesih için geçerli bir nedenin varlığı davalı işverence kanıtlanmadığından mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmiş olması isabetli olup davalının temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı, feshin asıl nedeninin işyerinde yapılan grev sonrası TİS imzalanması ve işbaşı yapılması üzerine greve katılan işçilere baskıların artırıldığını ve iş akitlerinin feshedileceğinin söylendiğinı, grev esnasında ön saflarda yer alan kişilere yönelik intikam duygusu ile hareket edilerek öncelikle davacı ve altı arkadaşının iş akitlerinin feshedildiğini, ardından diğer üyelerin de istifa ettiklerini, sendikanın yetkisizleştirilmeye çalışıldığını belirterek sendikal tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı ise davacının işyerindeki yemeği boykot edip arkadaşlarını da yemeğe katılmamaya teşvik ettiği gerekçesiyle İş Kanunu 17. madde uyarınca sözleşmenin feshedildiğini savunmuştur. Davacı tanıkları davacının grev sözcüsü olduğu veya grev sözcüsü gibi hareket ettiğini ve grev sırasında ön planda olduğunu bu nedenle iş akitlerinin feshedildiğini, şu anda sendika temsilcisi 2 üyeden başka işyerinde sendikalı işçi bulunmadığını yemeğe katılımın zorunlu olmadığını, davacının o gün vardiya görevinin olduğunu beyan etmiştir. Her ne kadar davacının iş sözleşmesi TİS imzalanması sonrası İş Güvenliği Günü yemeğine katılmadığı ve . diğer çalışanları da boykota teşvik ettiği gerekçesiyle feshedilmişse de fesih ihbarında belirtilen tüm hususlar davalı işverence ispat edilememiştir. Davacı tanık beyanlarıyla da davacının iş sözleşmesinin işyerinde yapılan ve 107 gün süren grev sırasında ön plana çıktığı ve sözcü olarak beyanlarda bulunduğu için feshedildiği, işyerinde sendikaya üye sayısının iki işçiye kadar düştüğü şeklindeki ifadeler ve dosya kapsamıyla işyerinde sendika üyelerine baskıların devam ettiği sabit olmuştur. Bu nedenle tanık beyanlarıyla da sabit olduğu üzere davacının iş sözleşmesinin TİS imzalandığı dönemde yaptığı sendikal faaliyetler nedeniyle feshedildiği hususu gözardı edilmiştir. Gerçekte sendikal nedene dayanan fesih nedeni ile davacının işe iade davası sonucunda sendikal tazminata hak kazanacağının kabul edilmesi gerekecektir.
Davacı işçinin fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 4 aylık ücreti tutarında belirlenmesi doğru bulunmamıştır. Bu tazminatın davacının talebi ile bağlı kalınarak 12 aylık ücreti oranında belirlenmesi dosya içeriğine uygun düşecektir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davalı Amylum Nişasta San. Tic. AŞ. tarafından gerçekleştirilen feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının adı geçen işverenin işyerine İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı .... Nişasta San. Tic. AŞ.nce süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminatın miktarının davacının kıdemi ve fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 12 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için davalı ... Nişasta San. Tic. AŞ.ne süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Davacının süresinde işe başlatılması durumunda varsa bu alacaktan peşin ödenen kıdem ve ihbar tazminatının mahsubuna,
6-Hüküm tarihinde alınması gereken 25,20 TL harçtan peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu ile noksan 4,15 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Davacı davada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.320,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, .../..
8-Davacı tarafından yapılan toplam 204,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
10-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
11-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 18/02/2014 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.