13. Hukuk Dairesi 2015/23574 E. , 2017/8790 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların bireysel tüketici kredisi kullandığını, ödemesi gereken taksitleri ödemediklerini, bunun üzerine yasada öngörüldüğü şekilde ihtarname gönderdiklerini, buna rağmen borç ödenmeyince icra takibi başlattıklarını beyan ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 4.185,13 TL alacağın davalılara çekilen hesap kat ihtarnamesinin tebliği tarihi olan 06.07.2009 tarihinden itibaren sözleşmede belirtilen %28,60 faizi ile birlikte davalılardan alınarak ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı ... davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı ... yönünden davanın kabulü ile 3.660,79 TL asıl alacak 5.016,15 TL işlemiş faiz 250,80 TL gider vergisi olmak üzere toplam 8.927,74 TL den 4.185,13 TL nin dava tarihinden kalan kısmının ıslah tarihi olan 25/03/2015 tarihinden işleyecek yıllık %24,96 temerrüt faizi uygulanarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı banka davalıların kullandığı tüketici kredisi sebebiyle ödenmesi gereken taksitleri ödemediklerini, bunun üzerine hesabın kat edilerek ihatrname gönderildiğini ve icra takibi başlatıldığını beyan ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 4.815,13 TL alacağın davalılara çekilen hesap kat ihtarnamesinin tebliği tarihi olan 06.07.2009 tarihinden itibaren sözleşmede belirtilen %28,60 oranında uygulanacak faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, davalı temyiz eden ... ise davanın reddini dilemiştir. Mahkemece bilirkişi raporu aldırılmış ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de; adı geçen rapor davalı tarafa tebliğ edilmemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 280/1 maddesinde; “Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, bilirkişi raporun davalı tarafa tebliğ edilmeden davanın kabulüne karar verilmiş olması davalı yanın savunma hakkını kısıtlar niteliktedir.
Öte yandan; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 88. maddesindeki “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz ” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir. TBK"nun 88 ve 120. Maddelerinin düzenleniş amacı ve niteliği gözetildiğinde, emredici nitelik taşıdığı ve taraflar ileri sürmese de re"sen gözetileceğinin kabulü gerekir. O halde faize ilişkin TBK"nun 88 ve 120. Maddelerinin uygulama şeklinin irdelenmesinde; TBK.nda " temerrüt faizi" başlıklı 120. Maddedeki düzenlemeye göre, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"a göre belirlenecektir.
Buna göre, mahkemece davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamenin kanunda yazılı şartlara uygun bulunup bulunmadığı ve usulüne uygun şekilde tebliğ edilip edilmediği irdelenerek kanunda yazılı şartlara uygun olarak düzenlenmiş ve usulüne uygun şekilde tebliğ edilmişse, tebliğ edildiği tarihe göre temerrüt tarihinin belirlenmesi ve hükmedilecek temerrüt faizinin TBK"nun 120. Maddesine göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece izah edilen bu hususları kapsayan taraf ve yargı denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak hüküm kurulması ve usul hükümleri de dikkate alınarakk bilirkişi raporunun taraflara tebliğinden sonra itirazlar doğrultusunda gerekli olduğu taktirde ek rapor ya da yeni bir rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince temyiz edilen kararın BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.