7. Hukuk Dairesi 2014/103 E. , 2014/4113 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Trabzon 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 04/11/2013
Numarası : 2013/593-2013/875
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı Türk Telekomünikasyon AŞ vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, iş sözleşmesinin 01.05.2013 tarihinde geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğinin tespitine, işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklara karar verilmesini istemiştir.
Davalı T.. A.. vekili, husumet itirazında bulunarak ihale makamı olduğunu, temizlik işinin tamamının ihale yoluyla ... İnş.Taah.Tem.Taşımacılık Gıda ve Sağ.Hiz.İç ve Dış Tic Ltd Şti"ye verildiğini, aralarında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, diğer davalı ... Ltd Şti vekili, davacıya işine son verileceği hususunda 01.03.2013 tarihinde 8 haftalık ihbarda bulunulduğunu, şirket bünyesinde 3 kişi çalıştığını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davalılar arasındaki ilişkinin asıl-alt işveren ilişkisi olduğu ve feshin haklı nedene dayandığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 20.maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikayet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır.
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Somut uyuşmazlıkta, davalı işveren tarafından sözleşmenin 01.03.2013 tarihli ihbarname başlıklı belge ile " şirketimizle imzalamış olduğunuz 01.02.2010 tarihli iş sözleşmeniz 30.04.2013 tarihinde feshedilecektir. Bu nedenle 4857 sayılı İş Yasası"nın 17.maddesine uygun olarak 06.03.2013 tarihinden itibaren 8 hafta ihbar öneli hakkınız mevcuttur. Bu süre içerisinde de 4857 sayılı Yasa"nın 27.maddesi uyarınca her gün iki saat iş arama izni kullanabileceksiniz..." şeklinde tebligat yapıldığı, davacının bu tebligatı itirazsız şekilde imzaladığı, 30.04.2013 tarihli " şirketiniz tarafından 01.03.2013 tarihinde tarafıma tebliğ edilen ve 06.03.2013 tarihi itibariyle hak kazandığım günlük iki saat olan iş arama iznimi kullandım..." şeklindeki beyanını içeren dilekçeyi imzaladığı görülmektedir.
Söz konusu ihbarname başlıklı belgeye karşı davacı vekili yazılı beyanlarında, " ... davalının iddia ettiğinin aksine müvekkile herhangi bir ihbar öneli verilmemiş ve bu aşamada da herhangi bir ücret müvekkile ödenmemiştir. Davalının bu anlamda sunduğu belgeler her yıl bütün işçilere imzalattırılan matbu belgelerdir. Bu belgelerin hukuki bir değeri olamaz..." şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yukarıda belirtilen açıklamalar gözetildiğinde davanın süresinde açılıp açılmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmuştur.
Bu kapsamda; davacı ve davalıların göstermiş oldukları deliller toplanarak ve özellikle davacı vekilinin söz konusu ihbarnameye karşı yazılı beyanları dikkate alınarak ve taraf tanıkları dinlenerek 01.03.2013 tarihli ihbarname( fesih bildirimi) başlıklı belgenin davacıya tebliğ edildiği tarih tartışmasız bir şekilde belirlenerek davanın süresinde açılıp açılmadığı çözümlenmelidir.
Mahkemece bu yön üzerinde durulmaksızın ve eksik araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.